27 Şubat 2014 Perşembe
6 Ekim 2012 Cumartesi
25 Mayıs 2012 Cuma
16 Nisan 2012 Pazartesi
25 Ekim 2011 Salı
İhtiyaçlara uygun mükemmel alışveriş!
23 Ekim 2011 Pazar
27 Eylül 2011 Salı
Kan ağlayan zavallı işadamı...
20 Ağustos 2011 Cumartesi
19 Ağustos 2011 Cuma
3 Nisan 2011 Pazar
Fakir Ama Onurlu Adamın Maceralarına Devam..
Uploaded with ImageShack.us
Eski filmlerdeki "fakir ama onurlu" muhabbetine çok gülerdik biz.Şimdiki en yeni nesil,bu filmlere artık pek yüz vermediğinden bu muhabbeti bilmiyor ya da bizim kuşak kadar komik bulmuyor olabilir.Belki bu yüzden bu sonuncu fakir ama onurlu karikatürü idi...Eh biz de yaşlanıyoruz işte.Yeni nesil bizim gibileri pek anlamayacak biz de onları...Gene de devam...
11 Aralık 2010 Cumartesi
8 Kasım 2010 Pazartesi
3 Kasım 2010 Çarşamba
ELLER GİDER FEZAYA,BİZ TAKTIRAMADIK KONDOMU RIZA’YA…
Uploaded with ImageShack.us
KARİKATÜRDEKİ GİBİ DEĞİL,AMA GERÇEK BİR "SPERM HIRSIZLIĞI" HİKAYESİ İÇİN YAZIYI OKUYUNUZ...
Nedir bu zavallı iş adamlarımızın çektikleri,nedir?O kadar acıyorum ki bazen onlara,içim burkuluyor,gözyaşlarına boğuluyorum….Bu adamların suçu,memleketimizin iktisadi kalkınması uğruna boydan boya ömrünü feda etmek,memleketimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için gece gündüz çalışmak…Ama bu ülkede servet düşmanı çok…Kıskançlık,haset diz boyu..Özel teşebbüs düşmanlığı,serbest piyasa düşmanlığı,sermaye ve birikim düşmanlığı..O kadar çalışıp didinmesine bakmadan,elindeki avucundakini çalmaya çalışan, çooookkk..
Hani dizilerde falan görüyorum onca lüksün ihtişamın içinde döktükleri gözyaşlarına falan,yüreğim dayanamadığı için seyredemiyorum.Ama iş adamlarımızın gerçek hayattaki ızdırabı dizilerden daha az değil…Al işte,Antalyalı iş adamımızın başına gelenler..Haberleri takip edenler duymuşlardır hadiseyi.Antalyalı parlak bir iş adamımız o zat.Kendisi doktormuş,bir tıp merkezi sahibi imiş.Ispartalı bir sevgilisi varmış.Her şey al gülüm ver gülüm giderken,bu bayan zırt diye hamile kalmasın mı?Yani kızım…Sen kime sordun bu şeyi ya?Kafana göre hamile kal,oh ne güzel valla…Hayır,bebeğin babası zengin ya,bu servete kıyısından köşesinden yamanacak ya,hamile kalmış..Hesap bu hesap!Ondansonra yok bebeğin şusu eksik busu eksik..Sonra da babasından habersiz dünyaya gelmiş bu bebek mirasçı olacak,servete konacak..Ne güzel iş valla çalışmadan,etmeden!
Neyse,doğal olarak kabul etmemiş çocuğu iş adamımız.Demiş ki”Ohho..Kızım nerde bu yoğurdun bolluğu?Bana mı sordun?Nasıl bakacaksan bak!”Neyse araları bozulmuş.Kadın da dava etmiş bunu.Mahkemede hakim soruyor,iş adamının gıyabında..Demiş ki “kızım,seni sperm hırsızlığı ile suçluyor,ne diyorsun?”Kadın da pişkin pişkin şöyle cevap vermiş:”Cüzdanından mı çaldım onun spermlerini?…Sahip olsaydı..”Bakın lafa bakın ya..yüzsüzlüğün bu kadarına doğrusu pes!Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırır derler ya,aynen öyle…Ne demek yani,cüzdanına mı koyacaktı çok afedersiniz spermlerini?Oldu olacak,markette falan nakit ödemek için kullansaydı bari…Kredi kartı yanında olmadığı zaman ,döküverseydi vıcık vıcık öyle mi?Ya da az bekleyin deyip çıkarsaydı aleti,tokatlasaydı çavuşu elalemin gözünün önünde...Ya da kendisine "kredi kartıyla mı yoksa nakit mi ödeyeceksiniz?"diye sorulunca "işte bununla!" deyip sonra aleti şırakk diye masanın üzerine mi vursaydı?Hayır,saklanacak bişey olsa, çelik kasasında saklayacak..Spermlerin durduğu yer bellidir.Yani onun durduğu yer belli diye çalınamaz değil ki..Elbette ki çalınır oradan da..Nasıl çalınır?Afedersiniz ama silahı kafaya dayayıp “haydi bakalım önce şahlan,sonra icraya geç” denilerek değil.Böyle de olabilir,ama o zaman hırsızlık denmez ona,gasp denir…Hırsızlık nasıl olur?Kıkırdar,fingirder,hangirder…Yan yan bakar,işveli işveli süzer…Ondan sonra niyeti bozdurur..Sonra da hoooop spermler çantadaaaa….Ee şimdi sen çalmış olmuyor musun?Zavallı iş adamı da senin korunduğunu sanıyor.Keriz yerine konuyor,ama iş işten geçiyor..Ondan sonra babalık davası,tazminat davası uğraş dur.Yani yasalarımız iyi değil.Yani ceza kanununun değişmesi lazım arkadaş.Müteşebbisleri her türlü servet düşmanlığından koruyacak hükümler konması lazım…Böyle olmayınca bu memlekette sermaye birikimi olmuyor .Birikim olmayınca büyük yatırımlar yapılamıyor..Yapılamayınca da İMF’nin kucağına oturduk diyorlar..Oturursun tabi.Memlekette bu kadar servet avcısı,bu kadar hırsız,üç kağıtçı olduktan sonra…
Ama ben gene de kızdım.Hakettiğini de düşündüm.Çünkü tedbirsiz,basiretsiz…Oysa bir girişimcide basiret olmalı,riskleri önceden görüp tedbirini almalı…Kondom diye bişey var ya..Yani kendin korunmak dururken niye başkasına güvenesin ki?Hırlısı var,hırsızı var di mi?Kondom kullanın kardeşim kondom.Niye oyuna gelesin ki ya?..
Sperm hırsızlığı tartışmasını Hürriyet gazetesinin portalinden okumak içinTIKLAYINIZ
31 Ekim 2010 Pazar
23 Eylül 2010 Perşembe
3 Eylül 2010 Cuma
Kayserili Hovarda!..
16 Mayıs 2010 Pazar
6 Mayıs 2010 Perşembe
ZAVALLI İŞ ADAMLARININ İÇ BURKAN HAYATLARINDAN GÖRÜNTÜLER SUNMAYA DEVAM EDİYORUZ!…
“Aşk- memnu” gibi zenginlerin son derece acıklı ve cacıklı hikayelerini anlatan dizilere gözyaşları dökmeyin!…
En az üç sene boyunca karısını aldattığı boynuzlu işadamı için,onun düdükçü yeğeni ve fingirdek şırfıntı karısı için aylarca dökeceğiniz gözyaşları ile bitkileri sulayın,doğaya katkı yapın..Yani bunlarla boş yere vakit kaybedeceğinize,bu siteye takılın,”zavallı iş adamı “ etiketine tıklayın ve o dizilere on basacak acıklı zengin hikayelerimizi okuyarak gözyaşlarına boğulun,deşarj olun!…
26 Nisan 2010 Pazartesi
Flaş…Flaş…Yarış Atlarına tecavüz eden atın sahibi bulundu…Yarış atlarının sahibi tecavüzcü atın sahibini mahkemeye verdi…Muhabirimiz duruşmadan bildiriyor…
Yarış atlarına tecavüz haberi Tecavüzcü atın sahibi Abbas
İzmir’de yarış atlarının barındığı bir çiftliğe saldırarak,5 yarış atına hunharca tecavüz eden azgın aygır “Coşkun’a bir yular vurarak ahıra hapsetmişti,kısrakların sahibi mağdur iş adamı hatırlarsanız.”Suçlu elimizde ama ne yapacağımızı bilemiyoruz” diyordu.Zararını 380.000 Tl olarak hesaplamışlardı,sahibini bulabilirlerse dava açacaklardı..
Mağdur iş adamı İ. A. olayı “talihsiz bir iş kazası” diye geçiştirip,Coşkun’u köfte sucuk yapan seyyar kebapçılara “hayrına” vermeye hazırlanıyordu ki,kulağına gelen bir haber onu heyecanlandırdı.Meğer bu at,10 km. ötede bir ahır çiftlik karışımı bir bahçede sütçülükle geçinen Deli Abbas lakaplı bir adamınmış.Sütçü deyip geçmemeliymiş ona,İzmir’in çok sayıdaki semtine süt satan bir “at arabası filosunun” sahibiymiş!...Herif iyi para kazanıyormuş,söylenilenlere göre 7-8 tane apartman dairesi sahibiymiş.Beş altı tane oğlu süt satmaya gidiyormuş,bu da ineklere ve atlara bakıyormuş.
Kızıl saçlı,uçuk çiçekbozuğu tenli,kocaman kocaman çilleri olan,hep bir karış sakalla gezen,çatık kaşlı,at kokulu,kıl bir herifmiş bu Abbas.Elinde hep kızılcık sopasıyla dolaşır,ola ki çiftliğine izinsiz biri girsin,ona dar edermiş dünyayı kızılcık sopasıyla!..Bahçesindeki meyve ağaçlarına dalan çocukları Allah yarattı demeyip öldüresiye dövdüğü için lakabı Deli Abbasmış.Az konuşur,bahçesinin kenarındaki yoldan geçenlere de sanki yol da kendininmiş gibi pis pis bakarmış.Bir tek Durali varmış kapıcılık yapan,onunla konuşur,anlaşırmış.Başka da kimse ile konuşmazmış.Karısı ve çocukları ile bile çok mesafeliymiş.Böyle herkesten kaçmasının bir nedeni de kulağının birinin sağır olmasıymış.Bir kaç kere tekrarlatırmış,bağırmazsan hiç bişey anlamazmış….
Zavallı işadamı İ. A., atın sahibinin Abbas olduğuna birkaç da şahit yazdırmış,350.000 tl’lik zarar ziyan davası açmış.Abbas Mahkeme tebligatını okumuş,bir şey anlamayınca oğullarından birine okutmuş.Oğlan durumu çakmış”baba” demiş,”bizim at böyle iken böyle yapmış.Zararı varmış atların sahibinin.Para almak için vermiş mahkemeye”.Abbas ne kadar istediklerini öğrenince henüz dünyada oğulları dahil kimsenin duymadığı sunturlu küfürler savurmuş ve tebligatı cart curt yırtmış.Oğlu babasını”Aman baba..Mahkemeden kaçılmaz.Bu adamlar çok kuvvetli,bir de avukat tutalım” deyince oğlunun anasına küfürler savurup,oğlanı kızılcık değneği ile kovalamış.Ama tek dostu Durali onun anlayacağı dille işin ciddiyetini anlatınca mahkemeye gitmeyi,hatta avukat tutmayı kabul etmiş…
Bundan sonra bir duruşmada hakimin Deli Abbas’ı nasıl sorguladığını naklen yayınlıyoruz.
Hakim:Abbas Soyluoğlu sen misin?
Abbas:Höööö?(anlamadım demek istiyor,avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarlıyor)
Abbas:Benim sayın amirim..(salonda gülüşmeler)
Hakim:”Yarış atları ile çiftleşen bu at senin mi?”
Abbas:”Benim değil,amirim!(gülüşmeler)
Hakim:Bana amirim deyip durma be adam!
Abbas:Hööööö?(hakimin söylediklerini anlatıldıktan sonra:Başüstüne amirim!(Gülüşmeler)
Hakim:Davaya cevap yazısında “at benim”demişsin,şimdi değil diyorsun.Bak seni yalan beyandan içeri attırırım.
Abbas:Höööö?(gülüşmeler)Durum kendisine izah edildikten sonra tekmil verir gibi:Benimdir sayın hakimim!(Gülüşmeler)
Hakim:Davacı senin atına sahip olmadığın için bu zararın meydana geldiğini söylüyor..Niye atını bağlamadın?Kaçmasına neden oldun?
Soru avukat tarafından kendisine yüksek sesle anlatıldıktan sonra Abbas:Her zamanki gibi ahırın önündeki çayırda otlamaya bıraktım.Kaçıp getmiş dürzü ne edeyim?(gülüşmeler)
Hakim:Niye uzunca bir yularla bağlayıp da otlamaya bırakmıyorsun onu?
Abbas:Bu ne ağnar(anlar) yuları neyi sayın hakimim…Evi bağlasan evi de sürükler götürür..(gülüşmeler)
Hakim:İyi ama bak ne haltlar yemiş atın.Başkasının dişi atları ile çiftleşmiş,sahibi zarara uğramış.
Abbas:Höööö?( avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarladıktan sonra)Ben ne edeyim sayın Hakimim ben mi dedim bu a…. kodumun atına get de elalemin gancık atlarını kerk diye?(Salonda bir kahkaha patlıyor.Ama 20 yıllık asliye hakimi yine de ciddiyetini bozmuyor)
Hakim:Sözlerine dikkat et,küfür müfür etme,buranın mahkeme olduğunu unutma!...
Abbas:Höööööö?(Gülüşmeler)
Hakim:İfadenden yeterince dikkatli olmadığın anlaşılıyor.Şimdi senden dünyanın parasını istiyorlar.Ne yapayım ben sana?
Abbas:Sayın hakimim onu da(atı) beni de affedin.Bir eşşeklik etmişiz eşekliğimize verin..(salonda gülüşmeler)Hele bu at,bu hayrını görmediğim at,buna eşşek lafı az gelir bu tam eşşoğlueşşek,ocağıma incir ağacı dikecek hayvan oğlu hayvan!Godoş oğlu godoş!...(Salonda bir kahkaha..Hakim bile belli belirsiz gülümsüyor)
Sonra şahitler dinleniyor.Şahitler Abbasın atını bazen bağlı olarak,bazen de bağlamadan yayılmaya bıraktığını,çitlerin yeterince yüksek olmadığını,Abbası sık sık elinde kızılcık değneği ile at aramaya gittiğini söylüyorlar…
Hakim olsanız ne karar verirdiniz?Gerçi Abbas’ın avukatı güzel bir savunma yaparak tanık ifadelerinin çoğunu çürütüyor.Olayın meydana gelmesinde Abbas’ın hafif kusurlu olduğu anlaşılıyor.Tazminata hükmediyor hakim ama,yarış atlarının sahibinin ummadığı kadar küçük bir meblağa…Atların sahibi avucunu yalıyor,üstüne bir bardak soğuk su içiyor…