komik hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
komik hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Haziran 2011 Cuma

Unutulmaz Filim Replikleri!...

Evet Unutulmaz film replikleri adlı bir seriye başlamış bulunuyoruz..Burada "Godfather,Esaretin Bedeli,Elm Sokağı Kabusu,Avatar ve Karateci çocuk" adlı filmlerden seçme replikler var...Devamı gelecek elbette.Ama devamını görmeniz için Facebook sayfamız olan "karikatürcü" yü izlemeniz gerekiyor..Orada Karayip Korsanlarından Star Wars'a,Yüzüklerin efendisi'nden Harry Potter'a çok sayıda filmden acayip matrak replikler bulacaksınız..Bizi izleyin kankalar...Geyiğe devam!...









26 Nisan 2010 Pazartesi

Flaş…Flaş…Yarış Atlarına tecavüz eden atın sahibi bulundu…Yarış atlarının sahibi tecavüzcü atın sahibini mahkemeye verdi…Muhabirimiz duruşmadan bildiriyor…

yazık oldu gülizara

Yarış atlarına tecavüz haberi                    Tecavüzcü atın sahibi Abbas

  İzmir’de yarış atlarının barındığı bir çiftliğe saldırarak,5 yarış atına hunharca tecavüz eden azgın aygır “Coşkun’a bir yular vurarak ahıra hapsetmişti,kısrakların sahibi mağdur iş adamı hatırlarsanız.”Suçlu elimizde ama ne yapacağımızı bilemiyoruz” diyordu.Zararını 380.000 Tl olarak hesaplamışlardı,sahibini bulabilirlerse dava açacaklardı..

     Mağdur iş adamı İ. A.  olayı  “talihsiz bir  iş kazası” diye  geçiştirip,Coşkun’u köfte sucuk yapan seyyar kebapçılara “hayrına” vermeye hazırlanıyordu ki,kulağına gelen bir haber onu heyecanlandırdı.Meğer bu at,10 km. ötede bir ahır çiftlik karışımı bir bahçede sütçülükle geçinen Deli Abbas lakaplı bir adamınmış.Sütçü deyip geçmemeliymiş ona,İzmir’in çok sayıdaki semtine  süt satan bir “at arabası filosunun” sahibiymiş!...Herif iyi para kazanıyormuş,söylenilenlere göre 7-8 tane apartman dairesi sahibiymiş.Beş altı tane oğlu süt satmaya gidiyormuş,bu da ineklere  ve atlara bakıyormuş.

    Kızıl saçlı,uçuk çiçekbozuğu tenli,kocaman kocaman çilleri olan,hep bir karış sakalla gezen,çatık kaşlı,at kokulu,kıl bir herifmiş bu Abbas.Elinde hep kızılcık sopasıyla dolaşır,ola ki çiftliğine izinsiz biri girsin,ona dar edermiş  dünyayı kızılcık sopasıyla!..Bahçesindeki meyve ağaçlarına dalan çocukları Allah yarattı demeyip öldüresiye dövdüğü için lakabı Deli Abbasmış.Az konuşur,bahçesinin kenarındaki yoldan geçenlere de sanki yol da kendininmiş gibi pis pis bakarmış.Bir tek Durali varmış kapıcılık yapan,onunla konuşur,anlaşırmış.Başka da kimse ile konuşmazmış.Karısı ve çocukları ile bile çok mesafeliymiş.Böyle herkesten kaçmasının bir nedeni de kulağının birinin sağır olmasıymış.Bir kaç kere tekrarlatırmış,bağırmazsan hiç  bişey anlamazmış….

    Zavallı işadamı İ. A., atın sahibinin Abbas olduğuna birkaç da şahit yazdırmış,350.000 tl’lik zarar ziyan davası açmış.Abbas Mahkeme tebligatını okumuş,bir şey anlamayınca oğullarından birine okutmuş.Oğlan durumu çakmış”baba” demiş,”bizim at böyle iken böyle yapmış.Zararı varmış atların sahibinin.Para almak için vermiş mahkemeye”.Abbas ne kadar istediklerini öğrenince henüz dünyada oğulları dahil kimsenin duymadığı sunturlu küfürler savurmuş ve tebligatı cart curt yırtmış.Oğlu babasını”Aman baba..Mahkemeden kaçılmaz.Bu adamlar çok kuvvetli,bir de avukat tutalım” deyince oğlunun anasına küfürler savurup,oğlanı kızılcık değneği ile kovalamış.Ama tek dostu Durali onun anlayacağı dille işin ciddiyetini anlatınca mahkemeye gitmeyi,hatta avukat tutmayı kabul etmiş…

   Bundan sonra bir duruşmada hakimin Deli Abbas’ı nasıl sorguladığını naklen yayınlıyoruz.

 Hakim:Abbas Soyluoğlu sen misin?

Abbas:Höööö?(anlamadım demek istiyor,avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarlıyor)

Abbas:Benim sayın amirim..(salonda gülüşmeler)

Hakim:”Yarış atları ile çiftleşen bu at senin mi?”

Abbas:”Benim değil,amirim!(gülüşmeler)

Hakim:Bana amirim deyip durma be adam!

Abbas:Hööööö?(hakimin söylediklerini anlatıldıktan sonra:Başüstüne amirim!(Gülüşmeler)

Hakim:Davaya cevap yazısında “at benim”demişsin,şimdi değil diyorsun.Bak seni yalan beyandan içeri attırırım.

Abbas:Höööö?(gülüşmeler)Durum kendisine izah edildikten sonra tekmil verir gibi:Benimdir sayın hakimim!(Gülüşmeler)

Hakim:Davacı senin atına sahip olmadığın için bu zararın meydana geldiğini söylüyor..Niye atını bağlamadın?Kaçmasına neden oldun?

Soru avukat tarafından kendisine yüksek sesle anlatıldıktan sonra Abbas:Her zamanki gibi ahırın önündeki çayırda otlamaya bıraktım.Kaçıp getmiş dürzü ne edeyim?(gülüşmeler)

Hakim:Niye uzunca bir yularla bağlayıp da otlamaya bırakmıyorsun onu?

Abbas:Bu ne ağnar(anlar) yuları neyi sayın hakimim…Evi bağlasan evi de sürükler götürür..(gülüşmeler)

Hakim:İyi ama bak ne haltlar yemiş atın.Başkasının dişi atları ile çiftleşmiş,sahibi zarara uğramış.

Abbas:Höööö?( avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarladıktan sonra)Ben ne edeyim sayın Hakimim ben mi dedim bu a….   kodumun atına get de elalemin gancık atlarını kerk diye?(Salonda bir kahkaha patlıyor.Ama  20 yıllık asliye hakimi yine de ciddiyetini bozmuyor)

Hakim:Sözlerine dikkat et,küfür müfür etme,buranın mahkeme olduğunu unutma!...

Abbas:Höööööö?(Gülüşmeler)

Hakim:İfadenden  yeterince dikkatli olmadığın anlaşılıyor.Şimdi senden dünyanın parasını istiyorlar.Ne yapayım ben sana?

Abbas:Sayın hakimim onu da(atı) beni de affedin.Bir eşşeklik etmişiz eşekliğimize verin..(salonda gülüşmeler)Hele bu at,bu hayrını görmediğim at,buna eşşek lafı az gelir bu tam eşşoğlueşşek,ocağıma incir ağacı dikecek hayvan oğlu hayvan!Godoş oğlu godoş!...(Salonda bir kahkaha..Hakim bile belli belirsiz gülümsüyor)

Sonra şahitler dinleniyor.Şahitler Abbasın atını bazen bağlı olarak,bazen de bağlamadan yayılmaya bıraktığını,çitlerin yeterince yüksek olmadığını,Abbası sık sık elinde kızılcık değneği ile at aramaya gittiğini söylüyorlar…

Hakim olsanız ne karar verirdiniz?Gerçi Abbas’ın avukatı güzel bir savunma yaparak tanık ifadelerinin çoğunu çürütüyor.Olayın meydana gelmesinde Abbas’ın hafif kusurlu olduğu anlaşılıyor.Tazminata hükmediyor hakim ama,yarış atlarının sahibinin ummadığı kadar küçük bir meblağa…Atların sahibi avucunu yalıyor,üstüne bir bardak soğuk su içiyor…

ZAVALLI YARIŞ ATLARININ BEŞİNE BİRDEN TECAVÜZ EDEN(BEŞ POSTA ATAN) MENDEBUR BİR HAYVAN GÖRMEK İSTERSENİZ,BU YAZIYA GÖZ ATIN!…

yazık oldu gülizara

  Ulan mendebur hayvan seni,cenabet…münafık!...yok ne diyeceğimi bilemiyorum..Hayvan,hayvan işte!..Bana kalırsa bir yaratık hayvanlık yapmadan ona hayvan denmemeli…Ama senin yaptığın hayvanlık işte…Hayvanlığın dik alası!..Hayvan!...Hay-van!Hayvan oğlu haaayyyvaaannn!!!

  Sen tut,yan bahçedeki çitlerin üstünden atla,saf kan yarış atlarının olduğu çiftliğe gir,beş tane zavallı kısrağa tecavüz et…Bir iki değil,beş!Üstelik de bunlardan biri taymış…Hem de yarışa hazırlanan bir taymış..Saf kan ingiliz..Adı da “Happy Girl”müş…Yani mutlu kız!mutlu kızı mutsuz derbeder ingiliz dulu yaptın lan..Daha onun eti ne?Budu ne?Genç kızlığını yaşatmadan,zavallı bir yetişkin kadın yaptın lan…Tu senin soyuna sopuna!...Tu!Tu!...

   Oğlum senin soyunda sopunda dük var mı kont var mı?Ademden bu yana 72 göbek ırgatsın ulan sen..Senin ne haddine bunca soyu belli,sopu belli,sülalesi aristokrat beş tane hatunu düdüklemek?Küstah!Haddini bilmez!...

    “Happy Girl” gebe kalmasın diye yalvarıyormuş sahibi..Böyle bir facia gerçekleşirse-Allah korusun-bu mutsuz kız bundan sonra yarışamayacağı gibi,senin piçini doğuracağı için soyu sopu da bozulacakmış…Sırf  o azgın zevkin uğruna o kızı da,öbür atları da,sahibini de mutsuz ettin,mutsuz da ne kelime,hayatı zindan ettin onlara lan…Zindan ettin!..

   Yalnız onlara değil,bu trajik olayı duymuş olan bizleri de mutsuz ettin.Utan utan!...

   Tam beş kıza birden..Otomatiğe bağlı gibi yapıyormuşsun.Seni zaptetmeye çalışan seyise de öyle saldırmışsın ki,hem de önündeki aletin,Sezar’ın kılıcı gibiymiş..Yemin ediyormuş seyis “kaçmasam beni de becerecekti”diye…

  Beş posta..Evet otomatiğe bağlamışlar gibi beş posta!..Ulan aylarca biriktirdin mi şerefsiz?Arpan çok fazla mı geldi alçak?...

   Adın belli değilmiş,şimdilik sana “Coşkun” diyorlarmış.Coşkuna kurban ol sen..O bile teker teker beceriyordu kurbanlarını..Coşkun senin yanında melek kalır..Nuri!...Alço!...Egzorsiz!....

   Seni ahırda tutuyorlarmış,ne yapacaklarını da şimdilik bilmiyorlarmış…Bana kalırsa halk oylaması yapılsın..Sucuk mu olacan,köfte mi olacan,yoksa halis muhlis sığır eti diye iç piyasaya mı sürülecen..Hangisini beğenirsin bunlardan?...Dana!....

2 Mart 2010 Salı

NEDEN KAÇIYO BU HERİF?…

Niye kaçıyo bu herif?cevabı az sonra…yarım saat sürecek haber veee reklam akışından soonraaaaa….kaçan adam_korkudan zıçan adam

Yukarıdaki adam nasıl görünüyo gözünüze?Tipsiz,kısa boylu yani götten bacak,giyinmesini,yakıştırmasını bilmeyen, pespaye,karizması sıfır,zekası yerlerde sürünen,dolayısıyla filmlerde ancak temizlikçi,komi rolünde görebileceğimiz türden bi herif değil mi?Aynen öyle idi,aynen!…Fakat bu herif kaçıyor..Diyeceksiniz ki alacaklılarından kaçıyor,başka kim kovalicak onu?Malesef bu kez yanıldınız..Neden mi?cevabı az sonra…Anananaaaaaaaaannnn(bu müzik sesi idi ananızla alakası yok)

Kadınlardan filan kaçıyo olabilir mi?Ne dediniz?”yok deve..” Sizin yerinizde olsam ben de öyle düşünürdüm.Ama malesef tabiat bizi yanıltmaya devam ediyor.Bu herifin kimden kaçtığını hemen söylemicem,ama kadınların gözdesi olduğunu,dünyanın kadınlar tarafından en çok arzulanan erkeği olduğunu söylersem bu sefer de diyceksiniz ki”get baba işine sen bizle kafa mı buluyon?” Ama bi kez daha yanıldığınızı belirtmek zorundayım.Bu herif gerçekten öyle..Niye merak etmeyin bunun bi mantıklı açıklaması var.Cevabı az sonraaaa(babababaaaaaaaaaannn)

Sözü fazla uzatmayalım,araya reklam falan koymadan gelelim hikayesine…Hidayet idi onun adı.Dedik ya tipsiz bi herifti,boyu en fazla bir altmışbeş idi..Kadınlardan yüz bulamadığı için ihtiyaçlarını görmek için geneleve giderdi,lakin oradaki karılar bile,sanki onunla bu işi bedava yapıyolarmış gibi isteksiz davranırlar,kapris yapar,iter kakarlardı onu..Fakat temiz kalpli bir insandı,feleğin sillelerine her zaman öbür yanağını uzatırdı.

Bir gün aldı temiz kalpli olmasının ödülünü.Rüyasına ak sakallı dede girdi.Dedi ki,”senin o temiz kalbini ödüllendirmek istiyorum,dile benden ne dilersen…” Dedi canının sağlığı dede..”Oğlum Hidayet” dedi ak sakallı dede..”"hayatında bir sefer de olsa kuşbeyinliliği bırak..Nedecen lan ne işine yarar benim sağlığım angut!?Gönlünden ne geçiyorsa onu söyle…”Ah dedeciim” dedi”söliicem ama utanıyorum.Ben abazayım hem de çok abazayım.Ama kadınlar beni gördü mü bucak bucak kaçıyolar..Buna bi çare bulsan..”  “Biliyorum..”dedi ak sakallı dede.”Gönlünden geçen asıl şeyin ne olduğunu da biliyorum.Sen dünyanın en seksi en çekici,en çok arzu duyulan erkeği olmak istiyorsun..Ama bu güdük boyunla bu züğürtlüğünle imkansız..Belki dünyada tek bir erkek olsan o zaman dileğin gerçekleşebilir…Ben de bir virüs yayacağım,bütün erkekleri hadım edecek.Bir tek sen etkilenmiyeceksin..”

Sabah kalktığında gördüğü güzel rüyanın etkisinde idi hala hidayet..”Ne güzeldi..”dedi kendi kendine.Keşke gerçek olsaydı!Bir an,dolaylı yoldan kendisi haricinde bütün erkeklerin hadım olmasını dilemiş olduğunu farkedip ağzını kapattı,ama gel gelelim ,bu artık rüya değil gerçekti..

Bir süre sonra bütün erkeklerin hadım olduğu kulaktan kulağa yayıldı..Televizyonlarda üzüntüyle gerçek bir erkek bulunamazsa insan soyunun kuruyacağını söylüyorlar,virüsten etkilenmemiş bir erkeği bulma umuduyla çağrılar yapıyolardı.Hem de Nayomi Kempıl Cenifır Lopız gibi afetlerin ağzından…Dünyanın en güzel hatunları kırıtarak “hakiki erkek ortaya çıktığı zaman,ilk gün ben yatağımda ağırlamak istiyorum” diyorlardı.Peki başına talih kuşu konmuş adamımız Hido memnun muydu bu durumdan?Ne gezer…Korku içinde başına gelebilecek felaketleri düşünüyordu o…Eninde sonunda ortaya çıkacaktı ak sakallı dede ile arasında geçenler..Milyonlarca erkeğin intikamının nasıl olabileceğini hayal bile edemiyordu…Uzun bir süre korku içinde gizlendikten sonra gerçeği açıklamaya karar verdi.Ne olursa olsundu.Hem üstelik,asıl suçlanması gereken kişi,ak sakallı dede idi.

Hidayet emniyeti arayıp suçunu itiraf etti.Verilecek cezaya hazırdı.Ama polisler kendine o kadar iyi davrandılar,bir şey olmayacağı konusunda o kadar güvence verdiler ki,Hidayet bütün korkularından arındı.Üstelik polisler kendisine bir melek gibi,ne bileyim çok özel bi insanmış gibi davranıyorlardı.

Bütün insanlığa müjde verildi.Kısa zamanda haber dünyanın dört bir yanında duyuldu..Herkes bayram ediyordu.Hidayetin keyfine diyecek yoktu.Gelsin şimdi afetler,hatunlar…

Ama bundan sonrası hiç de onun planladığı gibi gitmedi maalesef.Her gün hayatı kabusa dönmeye başlamıştı.Hidayetin her gün defalarca ciddi ciddi intihar edip bu dünyadan kurtulmayı isteyecek kadar cehenneme dönmüştü hayatı..Artık kaçıyordu…Önüne gelenden kaçıyordu..Acaba niye?Aaazzz sonnnraaa..

Her gün her gün bekledi ak sakallı dedenin rüyasına tekrar girmesini..Nihayet birgün,birini gördü rüyasında.Kaykay ile kaydırak yapıp aptalca bir hiphop mırıldanan ak sakallı bir dede.Bu o olamaz diye düşündü ama yakınına gelince anladı..Bu o, olmaz olasıca ak sakallı dede  idi…

-Ak sakallı dede,bu ne kılık?diye sordu.

Ne var oğlum?dedi dede..Aksakallı isek biz de insanız kendimize göre bi hayatımız var di mi?Batıyo mu lan,sana girip çıkan ne?Yoksa irticacı mısın?söyle de bilelim?

- Onu demek istmedim,sadece biraz şaşırdım dedeciğim..Beni alakadar etmez,haklısın.Ama senin marifetinden sonra başıma ne felaketler geldi bilsen..

- Biliyorum ama sen yine de anlat..

- Ya şimdi bütün erkekler çok afedersin ama ibne olmuşlar.Benimle sevişmek istiyorlar.Kadınlardan daha azgın daha hevesliler…Zorla kendilerini çok afedersin ettirmeye çalışıyorlar.Onlara laf anlatamıyorum,”kardeşim benim cinsel tercihim belli”,diyorum,”ilgi alanıma sadece kadınlar giriyo,erkeklerle ilgilenmiyorum”diye bas bas bağırıyorum dinletemiyorum.Türlü türlü hakaretler yağdırıp sövüp saymam bile onlara çok çekici geliyormuş.Öyle ablukaya alıyorlar,öyle yapışıyorlar ki,zavallı kadınların en yaman olanları bile yaklaşamıyorlar yanıma…

  Ak sakallı dede gülmeye başladı,öyle gülüyordu ki tüyleri çekiştirlilen bir tavuk gibi ciyak ciyak sesler çıkararak kahkahalar atıyordu.

-Ne gülüyon ya..Ak sakallı dede misin ne hasba isen derhal bu durumu düzeltmeni istiyorum,seni beyni sulanmış moruk!…

  Ama ak sakallı dedeyi susturmak imkansızdı.gülmekten resmen yırtınıyordu..Dedi ki sonunda:

-Oğlum meğer sende ne potansiyel varmış da farkına varamıyomuş hiç kimse..Demek bütün erkekler hasta oldu sana..Dünyanın bütün hadım erkeklerinin gözdesisin haa?…Kah kah kah kah…Boşver sen şimdi eski duruma dönmeyi de memnun etmeye çalış onları elinden geldiğince…Bi dediğini iki etmezler ha..

-Lan ak sakallı dede..senin var ya,ananı,yedi sülaleni,gelmişini,geçmişini,soyunu,sopunu…

-Şiişştt…Terbiyeli ol lan!Ağzından çıkanı kulağın duysun…Utanmıyor musun deden yaşındaki bir adama sövmeye…Seni hergele..

-Laaan..Senin..Bak bacınla,hanımını unutmuşum…Onların da..

-Laaaannn….Laaaaannnn!…..