kurt adam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kurt adam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Sempatik vampir



Uploaded with ImageShack.us

Biz bu adamın eski bir sabıkalı olduğunu biliyoruz.Ama o gözyaşlarına,o komik şevkat gösterilerine,o zırlamalarına falan inanmıyoruz.Bunlar halk düşmanıdırlar ve bizim sempatimize,şevkatimize asla nail olamayacaklar...Yaptıklarını da yapabileceklerini de asla akıldan çıkarmayacağız...

23 Mart 2011 Çarşamba

Bilimsel Sapıklar Çetesi!...



Uploaded with ImageShack.us

Bloguma erişim hala yok..Söylentilere bakılırsa bloglara erişim yasağını kaldıran mahkeme,kararın uygulanmasını sağlayacak olan servis sağlayıcılara tebligatı posta güvercini ile yapıyormuş!...Bu çağda,internetle erişimin anında mümkün olduğu çağda mahkeme kararının uygulanmasının haftalar boyu sürmesi,başlıbaşına bir ironi.Zaten internet sansürcülüğünün askerdekine benzer toplu cezalandırmaya dönüşmesi başlı başına bir ironi.Geçenlerde Akçakoca'ya söyleşi ve sergi için gelen değerli mizahçı Cihan Demirci,"Türkiye'de mizah yapmak anlamsız hale geldi,hayatın kendisi mizah oldu" diyordu.Ne denir?Gerçekten de öyle!...Biz blogçular ifade özgürlüğümüzün engellenmesine çok bozuluyoruz,ama gerçek bir ifade özgürlüğü var mı sanki ,açıkça söyleyin!Etten püften nedenlerle,yazdıklarınızdan çizdiklerinizden dolayı sırtınıza halkı isyana teşfik gibi yaftalar yapıştırıp içeri alabilirler.Şimdilerde ergenekon soruşturmasında ibretle izlediğimiz bir komedi sahneleniyor.İktidar destekli savcılar,memleketin karanlık ilişkilerini ortaya çıkarma gibi bir sahte görüntü yaratıp,bu bahane ile geçmişteki karanlık iktidar ilişkilerine rahmet okutacak bir baskı ve sindirme makinasını devreye soktular.Bizim ifade özgürlüğü sandığımız şey,iktidar takviyeli yargının hoşuna gitmeyen kimselerin ifadesini alma özgürlüğü imiş meğerse.Neyse..."Bilimsel sapıklar çetesi" bol bol Recep İvedik ve kurtlar vadisi izleyip uygulama aşamasına gelmiş günümüz gençliğinden çıkmış bir çetedir bu arada...

11 Aralık 2010 Cumartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ KARİKATÜRÜ :ESKİ BİR KARİKATÜRÜME İNCE AYAR!…





Üzerindeki tarihten belli..bir yıl önce corel draw ve photoshopta çizdiğim bir karikatürüm.Yeniden yayımlamamın nedeni,kızın ve adamın konuşmasını yeniden yazmam.Kızın monologu çok uzundu.Artık konuşma balonlarının bu kadar uzun olmasını istemiyorum.Bu şekildeki bazı değiştirdiğim yeniden yayınlicam..Webde yayıncılık yapmanın en güzel avantajlarından biri de bu..Eskiden yazdığınız bir yazıyı ya da resmi yeniden düzenleyip güncelleyebiliyorsunuz..Yoksa vallahi kaytarmaca filan yaptığım yok:))Hadi çüüüüzzzzz!…

15 Ekim 2010 Cuma

Satırcı Müslüm ile Büyük Aşkı Pasaklı Müzeyyen!..



Uploaded with ImageShack.us

Satırcı Müslüm,bu defa Müzeyyen'e aşık oldu.Aşkı uğruna her yolu mübah saydı daha önce olduğu gibi..Satırı ile önemli bir engeli aştı;ama Müzeyyen,tahammül edilemez derecede pasaklıydı..Napsaydı..Onu da mı satırlasaydı?...Ama seviyordu,seviyordu lan!..Gözyaşlarına boğuldu...

14 Ekim 2010 Perşembe

Ayaklara Dikkat!..



Uploaded with ImageShack.us

Kahraman cengaverler Hünkar-ı Devletluya zafer anında çapulcular gibi değil,şanlı bir dünya devletinin askerleri gibi davranma sözü veriyorlar...Ama ayaklara dikkat

3 Eylül 2010 Cuma

KADİRİZM ÜZERİNE



Kadirizm nedir?Bir yaşama biçimi midir?Bir felsefe midir?Hayata karşı bir duruş mudur?Kadirizmi tanımlamak öyle kolay değil,ama Kadri İnanır’ın çağrıştırdığı bir çok şeyle ilintili olduğu kesin..Akla, fikirlerden çok bir imajı getiriyor Kadirizm..Galiba ünlü aktörün,sanat yaşamındaki belli bir filmden sonra başlamış olan bir şey bu,yanılmıyorsam.Altmışlı yılların ortalarında başlayan sinema kariyerinde kendi kuşağının en yetenekli oyuncularından biri olarak bir çok film çeviriyor,”Selvi Boylum Al Yazmalım” ile zirve yapıyor,ama gel gör ki, Türkan Şoray’la birlikte çevirdiği “Devlerin Aşkı”ndan sonra bir haller oluyor ona.Gilda’nın serbest bir uyarlaması olan bu filmde,köpek hırlaması,aslan kükremesi ve yılan tıslamasına benzer bir tavırla konuştuğu,insanı tedirgin edecek kadar vahşi göründüğü bir üslup geliştiriyor.Öyle ki,dost, düşman,erkek ,kadın herkesi tehdit etmeye başlıyor.Arkadaşının kızkardeşine sinirlenip “çalma o şarkıyı” diye bağırıyor,kadın dinlemeyince elinden gitarı çekip alıyor..Kırıyor muydu acaba?..her önüne geleni azarlıyor, fırçasını atıyor..Acaba hızını alamayıp bu filmin setlerinde gerçekten Türkan Sultanı tokatladı mıydı?Neyse efendim,bu filmle o Kadirizm dediğimiz müthiş olayın temelini attı.Bundan sonra da hep benzer tavır ve edalarının egemen olduğu bir üslubu benimsedi.Her filminde biraz daha hırçın,saldırgan,vahşi ve maço,hatta giderek psikopat,ruh hastası bir görünüm aldı.Öyle ki,oynadığı en iyi roller de,Kadirizme en yatkın olanlarıydı.Aklıma “Med Cezir Manzaraları”ndaki manik depresif psikoz tiplemesi geliyor.Bir de “Film Bitti”nin psikopat aktörü.Onun o hırçın,maço edaları hayatına da egemen olmaya başladı.Kadınları dövdü,paparazzileri tartakladı.Çelik’in manken oyuncu sevgilisine tecavüz girişimi iddiaları ile de gündeme geldi.Kadir İnanır,sayısız aşklar yaşasa da,magazin dünyasında görünmüyordu artık.Paparazzileri dövmekle kalmayıp faci şekilde tehdit ediyordu söylentilere bakılırsa.Kadınlara,eşlerine,sevgililerine nasıl davranıyordu bunu da pek bilmiyoruz.Acaba o kadınlar arasında esaslı bir sopa yemeden kurtulanı var mıydı, hiçbir fikrim yok.Belki sandığımdan daha naziktir onlara karşı, istekleri yerine geldiği sürece..Adamın günahını almak istemem,belki gündelik hayatında yumuşak huylu bir adamdır.Ama bu imajı yaratan kendisi,insanlarda elinde olmadan bu çeşit izlenimler bırakıyor.Mesela Komiser Şekspir’de rol gereği giydiği prenses elbisesi onu ne kadar çok germişti,inanmayan izlesin o sahneyi.Acaba o sahneden sonra yaşadığı stresi atmak için yönetmen Sinan Çetin de dahil,herkesi tokatladı mıydı?Yani Ben Kadir İnanır’ı,günde bir iki kişiye sopa çekmeden duramayan bir adam olarak hayal ediyorum hep.Her halde Kadirizm dedikleri bu imaj olmalı.

Anketlerde hala,kadınların gözdesi erkek tipi çıkıyor.Yaşı epey ilerledi,ama maşallahı var,o sinirlenip vahşi bir hayvan şeklini aldığı zamanlar hariç ,çekici bir adam olmadığını kim iddia edebilir?Eh,kadınlar nezdindeki popülaritesini yine kadınların kendisine borçlu olduğuna göre,kimbilir kadınların çoğunda,sopa atan erkeklere karşı ciddi bir zafiyet vardır.Yıpranmamış gözüküyor,o nedenle hala film ve diziler için başrol teklifleri alıyor.İçine atmayan,etrafındaki insanları cezalandırıp tehdit eden baskın maço tiplerin yıpranmadıkları ve geç yaşlandıkları söylenir.Neyse,çok küçük bir ihtimal de olsa,bu yazdıklarımı okuması ve milyarda bir olasılık olarak bir gün karşılaşmamız,yazdıklarımdan dolayı beni hatırlaması olasılığı var..Neme lazım,nolur nolmaz!...İleri geri konuşmayayım iyisi mi,eli de çok ağıra benziyor…

Şimdi “nereden geldi bu Kadirizm üzerine yazma fikri?” diye soranlar çıkabilir.Sinema Dergisi’nin eylül/2010 sayısında kendisi ile yapılmış,anket formunda bir söyleşi var.Her ay başka bir sinema kişisine sorulan Standard sorulara onun verdiği yanıtlar,”Kadirizm” meselesi konusunda kafamı iyice karıştırdı.Şimdi bu sorulardan bazıları ve İnanır’ın verdiği yanıtlara bakalım…
Soru:Favori filmleriniz nelerdir?
Cevap:184 tane filmim içinde çok favori filmim var ki,onları sıraya koyup birkaç tanesini ayırmaya vicdanım el vermez.
(Ne vicdanlı adam!...Oysa soruda favori filmleri soruluyor,kendi çevirdiklerini değil,seyrettiği filmler içinde en beğendiklerini)

Soru :Favori yönetmenleriniz kimlerdir?
Cevap :Çok yönetmen severim.Çoğuyla da güzel filmler çektik ama Şerif Gören tek favorimdir.(bu defa yine,çalıştığınız yönetmenler arasında en sevdiğiniz hangisi olarak anlamış soruyu!..)

Soru:Hangi oyuncuları beğeniyorsunuz?
Cevap:Yerli oyuncuların hepsini severim,özellikle bu mesleği seçtikleri için.(…)Yabancılardan da Marlon Brando ve Gian Mario Volonte’yi severim.(bu defa soruyu doğru anlamış gözüküyor,ama sanki soruyu “oyunculuk mesleğini sever misiniz?” şeklinde anlamış gibi…)

Soru:Yarısında çıktığınız film var mı?
Cevap:İş ahlakım gereği hiçbir filmimi yarım bırakmam.Bırakmak zorunda kaldığım filmler oldu ama bu oyunu sezip fırsat vermedim,içim kan ağlayarak.
(Burada sinemada izlerken sıkılıp çıktığınız film oldu mu?Şeklindeki soruyu,yine kendi filmleri ile ilgili bir soru olarak anlamış!..)

Soru:Sizce son on yılın sinema olayı neydi?
Son çektiğim “Son Cellat” filmine vizyondayken 18 yaş sınırı getirildi.Hem de devletten çekilsin diye para yardımı almış bir filme…
(Müthiş!..Son on yılın sinema olayına bak abi..Bence bu, son on yılın değil,150 yıllık sinema tarihinin olayı!...)

Soru:Hangi konuda güçlüsünüz?
Cevap:Ezilen her insanın yanında olmak ve onu ezenlere tepkimin sert olması.
(Babaların babası,ezenlerin ezeni!...Sert tepkisinin ne kadar korkunç olabileceğini hayal bile edemiyorum.Hayatımda ilk defa ezenlere acıdığımı hissediyorum!...)

Soru:Hangi konuda zayıfsınız?
Cevap:İyi insan olmak için verdiğim kavgada zaman zaman zayıf düşerim.
(Kavgada dediğine göre iyi insan olmak için çok sopa atıyor..Ee yani,zaman zaman yorgunluktan zayıf düşmesi normal bence)

Soru:Ölümden sonra ne var?
Cevap:Bıraktıklarım…Filmlerim…Yeni teknoloji ile hep yaşayacağım,sadece bedenim olmayacak.
(Bu da insanların daha az sopa yedikleri bir dünya anlamına geliyor her halde!...)

Soru:En büyük hayaliniz nedir?
Cevap:Dünyadaki bütün insanların hiç acı çekmeden yaşaması.
(Bu fantezinin gerçekleşme olasılığı,o hayatta olduğu sürece sıfır!...Ölümünden sonra milyarda bir olasılık da olsa,belki…)

Soru:Bundan 10 yıl öncesine dönseniz kendinize ne öğüt verirdiniz?
Cevap:60 yıldır kendime “İyi insan ol” öğüdünü hiç geriletmeden uygulamaya çalışıyorum.
(Altmış yaşlarında olduğuna göre kendine iyi insan olma öğüdünü anne rahminde ya da bir emzikli bebek iken vermiş olmalı..)

Soru :Sabırsızlıkla beklediğiniz bir film,konser,sanat olayı vb var mı?
Cevap:Bütün sanat olaylarını izlemeye çalışıyorum.Bir sanatçının tek beslenme kaynağıdır çünkü.
(Ama önceki sorulara verdiği cevaplara bakılırsa,kendi içinde olduğu sanat olayları hariç hiçbir sanat olayını izlemiyor.Sinemaya gitmediği de kesin gibi..Marlon Brando öldüğüne göre bundan sonra da gitmeyecek..Kendi filmlerinin galaları hariç)

Soru:Hayatınız bir filme çekilse adı ne olurdu?
Cevap:Hayatım iki saatlik belgesele çekiliyor Hüseyin Karabey tarafından.
(Adı Kadirizm olur muydu?Valla Kadir İnanır’ın beğenmeyeceği bir film olursa vay Hüseyin Karabey’in haline!...)

Neyse efendim…Nedir bu Kadirizm?Benim kafam daha da karışmış durumda bu önemli konuda…Ben çözemedim.Çözen olursa bana da anlatsın…

21 Mayıs 2010 Cuma

“VİCDAN SAHİBİ DİKTATÖR” NASIL OLUYOMUŞ BİR GÖRELİM!…

vicdanli_diktator1

BU VE BUNUN GİBİ HERİFLERİN VİCDAN SAHİBİ OLDUKLARINA,EN AZINDAN SAPIK OLMADIKLARINA İNANAN MİLYONLARCA EMBESİL YAŞIYO BU DÜNYADA NASIL OLSA,Dİ Mİ EFENİM?…