yamyamlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yamyamlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Nisan 2011 Cumartesi

Ahlaksız Teklif



Uploaded with ImageShack.us

Salim abi,yılların arkadaşı sandığı,dost diye bağrına bastığı,beraber porno sinemaya,kerhaneye ve bira içmeye gittiği o ebleh herifin gerçek yüzünü bilmiyordu.Öğrendiği zaman işini,evini,cep telefonunu değiştirdi.Sonra herifle bir daha karşılaşmamak için başka bir şehre taşındı...

23 Mart 2011 Çarşamba

Bilimsel Sapıklar Çetesi!...



Uploaded with ImageShack.us

Bloguma erişim hala yok..Söylentilere bakılırsa bloglara erişim yasağını kaldıran mahkeme,kararın uygulanmasını sağlayacak olan servis sağlayıcılara tebligatı posta güvercini ile yapıyormuş!...Bu çağda,internetle erişimin anında mümkün olduğu çağda mahkeme kararının uygulanmasının haftalar boyu sürmesi,başlıbaşına bir ironi.Zaten internet sansürcülüğünün askerdekine benzer toplu cezalandırmaya dönüşmesi başlı başına bir ironi.Geçenlerde Akçakoca'ya söyleşi ve sergi için gelen değerli mizahçı Cihan Demirci,"Türkiye'de mizah yapmak anlamsız hale geldi,hayatın kendisi mizah oldu" diyordu.Ne denir?Gerçekten de öyle!...Biz blogçular ifade özgürlüğümüzün engellenmesine çok bozuluyoruz,ama gerçek bir ifade özgürlüğü var mı sanki ,açıkça söyleyin!Etten püften nedenlerle,yazdıklarınızdan çizdiklerinizden dolayı sırtınıza halkı isyana teşfik gibi yaftalar yapıştırıp içeri alabilirler.Şimdilerde ergenekon soruşturmasında ibretle izlediğimiz bir komedi sahneleniyor.İktidar destekli savcılar,memleketin karanlık ilişkilerini ortaya çıkarma gibi bir sahte görüntü yaratıp,bu bahane ile geçmişteki karanlık iktidar ilişkilerine rahmet okutacak bir baskı ve sindirme makinasını devreye soktular.Bizim ifade özgürlüğü sandığımız şey,iktidar takviyeli yargının hoşuna gitmeyen kimselerin ifadesini alma özgürlüğü imiş meğerse.Neyse..."Bilimsel sapıklar çetesi" bol bol Recep İvedik ve kurtlar vadisi izleyip uygulama aşamasına gelmiş günümüz gençliğinden çıkmış bir çetedir bu arada...

6 Ocak 2011 Perşembe

Salatatalık mı daha hıyar?Bıçak mı daha hıyar?...



Uploaded with ImageShack.us

Pireler berber iken,bitler kadın kuaförü iken,bir hıyar vardır...O kadar ince ruhlu,o kadar şairane bir hıyardır ki bu,ona aşık bir dişi hıyar şöyle der bir gün ona ..."Sen de hıyar ben de hıyar...Bu böyle olmicak..Senin gibi asil ruhlu bir hıyara hıyar demek de ayıp kaçıyor zaten...Bundan sonra senin adın salatalık olsun "...Sevdiği kadın tarafından bu şekilde onure edilen salatalığın bu mutluluğu uzun sürmez malesef...Günün birinde dişi hıyara aşık olan hıyaroğlu bir bıçak,ona kıyar..Bundan sonrası ne mi oldu...Ufff..Neler oldu neler..."Karaketörcü" takip ederseniz,bu hikayenin sonunun nasıl bittiğini yarın öğreneceksiniz...

4 Ocak 2011 Salı

Bahadır Baruter ve Saltanat Böcekleri...




Aslında "web böcekleri nedir?" diye bir başlık atacaktım bu yazıya.Fakat bu yazının konusu virüs ve benzeri zararlı yazılımlar değil(ki bilgisayar virüsleri içinde web böcekleri adında bir kategori var...)Karikatürist Bahadır Baruter'in resimlediği,internet üzerinden pazarlanan iskambil kağıtları..Osmanlı saray erkanını böcek ve haşeret biçiminde çizmiş.İçlerinde lalalar,paşalar,sadrazam ve padişahlar var..Bahadır Baruter,aklına gelen bu fikri eskizlere dönüştürünce ortaya çıkan figürler karşısında büyülendiğini söylüyor.Şunları söylemiş Baruter çizimleri için :


"Birbirine taban tabana zıt iki imgenin zihinlerimizdeki katılaşmış izlenimlerini sorgulatmak istemiş olabilirim. Görkemli, kudretli ve ilelebet baki olması düşünülen yüce ‘saltanat’ imgesiyle, önemsiz, küçük, zayıf ve kısa ömürlü bir varlık imgesiyle özdeşleştirdiğimiz ‘haşarat’ın ezberlerimizdeki konumlarını birbirine kırdırmak diyebiliriz."



Ama bu iskambil destesinin internet üzerinden tanıtımı başlayınca çizer için umulmadık tepkiler patlak vermiş.En ağır hakaretlerin bininin bir para olduğu bir linç ortamı oluşmuş."Senin ananı, bacını böcek yapsalar iyi mi olur?" şeklinde örneklenecek hakaretler,belki ürkütücü boyutlara varmasa tam da onun lombakta çizdiği
"sevgi ya da nefrette sınır tanımayan" absürd tiplerinin tipik davranışlarını andıran,tam Bahadır Baruterlik bir manzara" diyebileceğimiz bir ortam oluşmuş.Belki de bu nedenle çizer,ilk anda reddetmek istememiş bu tepkileri.Bu karalama kampanyasının karşısında olumlayan eleştirilerin bir arada bulunmasını istemiş.Fakat bu linç kalabalığına arada bir "yapmayın etmeyin,abartmayın ayıptır" gibi aklıselim tepkiler verenlere karşı ezme,boğma ve linç etme kampanyası başlatıyorlarmış anında.Durum öyle vahim bir hal almış olmalı ki,olumlu ve olumsuz bütün yorumları silmek zorunda kalmışlar.Bahadır Baruter,bu tepkilerden çok ürkmüş besbelli.Daha önce karikatürcülere karşı toplumda belli bir hoşgörünün mevcut olduğunu sandığını,ama aslında karikatürcüler de dahil sanatçıların,etrafı cehennem alevleri ile çevrili bir sırça köşkte yaşadıklarını anladığını itiraf ediyor,toplumda varlığına inandığı hoşgörünün asla mevcut bulunmadığını söylüyor...

Bu garip hadisede düşündürücü çok şey var.İlki bu aşırı tepkici güruh,Bahadır Baruter'in karikatürlerini takip etmiyor besbelli.Etselerdi,Baruter'in Osmanlılarla ilgili pek öyle sorunu olmadığını da bilmeleri gerekirdi.Ben kendi adıma,şimdiye kadar onun çizimlerinde Osmanlı düşmanlığı anlamına gelebilecek bir olguya rastlamış değilim.İlk olarak bu linç güruhunun "çuvalladığı" husus bu.Kendileri gibi Osmanlı simalarını aziz mertebesinde görmeyen herkesi Osmanlı düşmanı sanıyorlar..Daha doğrusu Osmanlılar söz konusu olunca aşırı sevgi/tapınma ve nefret/düşmanlık gibi iki patolojik tutum dışında her hangi bir tutumun mümkün olmasını istemiyorlar...Bahadır Baruter'i yeterince uzun bir zamandır takip edenler,çizerin her hangi bir düşünce fikir ya da akımın yanında açıkça saf tutmadığını bilirler.Elbette o,siyasal içerikli karikatürler de çiziyor,ama onu belli bir siyasal akımın sözcüsü saymak imkansız.Böyle iken yazarın maruz kaldığı bu bu aşırı tepkiler,bu ülkede çoğunluğun aydınlara karşı tutumunu çok açık ve net bir şekilde belgeliyor.Hrant Dink gibi belli bir fikrin ödünsüzce arkasında duran aydınların ödemek zorunda olduğu bedeli gözler önüne seriyor.Nasıl Baruter,aslında hiç kastetmediği bir şeyle,Osmanlı düşmanlığı ile itham ediliyorsa,Hrant Dink'de onun düşüncesini ve mücadelesini tanımayan "yüksek hakimler"
tarafından asla kastetmediği bir şey nedeniyle mahkum edilmişti.Hrant Dink'in Türklere karşı nefret dolu yazılar yazdığı gerekçesi ile cezalandırmış ve onun katline giden yola kırmızı halılar döşemişlerdi...

Aslında sorgulanması gereken bir başka husus daha var ki,Baruter özellikle bu noktaya dikkat çekiyor.Baruter'in böceklerden nefret ettiğini sanıyorlar...Belki de böceklerden nefret ve tiksintiyi son derece doğal bir şey sanıyorlar.Oysa Baruter'in de söylediği gibi,böcekler son derece ilginç varlıklar.Doğanın düzeni ve yaşamın sürekliliği için yadsınamaz bir öneme sahipler.Öte yandan Baruter'in dediği gibi" hiçbir böcek türünün kurbanlarının kadınlarına tecavüz etmediği ve çocuklarını diri diri gömmediği ve düşmanlarına zevk için işkence etmediği bir dünyada insanoğlu tüm bunları büyük bir vicdan rahatlığıyla yapabilen bir varlık olarak çok daha tiksinçtir diye düşünüyorum. Savaşlarda birbirimize yaptıklarımızı hatırlayalım, en zehirli böcekten çok daha ölümcül değil mi bizim bombalarımızın zehiri.""Bence" diyor çizer"insanoğlunun böceklere olan düşmanlığının kökeninde bir gün öldüğünde onlar tarafından yenilecek olduğunun bilgisi ve korkusu yatıyor."

Aslında ciddi iddialarla değil,mütevazi amaçlarla çizilmiş bu ilginç ve güzel resimlerin yaratıcısının hiç hesaplamadığı infial yüzünden yorum ve eleştiriye kapatılması,haşere meselesi konusunda yeniden düşünmemize neden oluyor..Bir şeyi tartışmak için olması gereken en asgari saygı ortamını yok ederek,fikir özgürlüğü dediğimiz şeyi bizzat kendi kendilerine yasak etmiş olmuyorlar mı?Bütün tolerans sınırlarını darmadağın ederek kendi kendilerini susturmuş olmaları durumu,onları bir böcek ilacı ile ortadan kaldırılmış haşerelere benzetmiyor mu?Bu kesinlikle tam da Fatih Solmaz/Bahadır Baruter'lik bir durum!..

19 Aralık 2010 Pazar

Kadınlarla birlikte olmadığı için eşeklere yönelen adamın acıklı videosu!...



Acı Umut (son çare) programının meşhur konuğu Sinan Şahan kadınlarla ilişkiye giremediği şeklindeki sorununa çare bulmak için anasıyla canlı yayına katılır eşek macerasını anlatır ve telefondaki şahsa "kapat şu tlfonu ta ecdadünü skerün" adlı meşhur canlı yayın küfürünü sayar...

(youtube'da bulduğum güzide videolardan biri...Neler oluyo melmekette neler!...Videoyu bir kaç defa izleyeceğinize,bunu kaçırmış olsanız bile,sayemde izlemiş olduğunuza şükredeceğinize garanti veriyorum!...)

İştahınızı azdıracak bir menü!



Uploaded with ImageShack.us

11 Aralık 2010 Cumartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ KARİKATÜRÜ :ESKİ BİR KARİKATÜRÜME İNCE AYAR!…





Üzerindeki tarihten belli..bir yıl önce corel draw ve photoshopta çizdiğim bir karikatürüm.Yeniden yayımlamamın nedeni,kızın ve adamın konuşmasını yeniden yazmam.Kızın monologu çok uzundu.Artık konuşma balonlarının bu kadar uzun olmasını istemiyorum.Bu şekildeki bazı değiştirdiğim yeniden yayınlicam..Webde yayıncılık yapmanın en güzel avantajlarından biri de bu..Eskiden yazdığınız bir yazıyı ya da resmi yeniden düzenleyip güncelleyebiliyorsunuz..Yoksa vallahi kaytarmaca filan yaptığım yok:))Hadi çüüüüzzzzz!…

6 Kasım 2010 Cumartesi

Bu şirinlere acımayanlara biz de acımayız ulan!...



Uploaded with ImageShack.us


Tamam biraz gürültü,patırtı,yaramazlık yapıyorlar...Ama bu onların tabiati..Siz yapmadınız mı zamanında?...

25 Ekim 2010 Pazartesi

Kesinlikle Şimdi Daha Yakışıklı!...



Şimdi Son model BMW niye bu hale geldi?...Var mı böyle bir arabaya insanlığın ihtiyacı söyleyin?..Sömürülen insan emeği,katledilen doğa,nerelerden nasıl kazandığı şaibeli para ile satın aldığı arabasının ön koltuğunda olimpos tasnrısıymış gibi caka satan bir orospu çocuğu ve yanında silikonlu,botokslu sürtüğü...İnsanlığın bunlara ihtiyacı var mı?Hayır kesinlikle...İnsanlığın ona ihtiyacı yok ama onun bir beyzbol sopasına ihtiyacı var... Bu yamulmuş haliyle kesinlikle daha yakışıklı!...

24 Ekim 2010 Pazar

Şimdi Mükemmel...



Photoshop kullandığımızı duyan birileri,resimde gördüğünüz arabanın tanıtım reklamı için bir grafik yapmamı istediler.Abi baktım araba kendi kendinin reklamını yapacak kadar mükemmel.İnternette araştırdım böle bir arabayı imal etmek için kimlerin nasıl sömürüldüğünü,doğanın ırzına nasıl geçildiğini ve arabaya ne tür ayna düşkünü paralı piçlerin ve onların fahişelerinin bindiğini...Sonra açtım photoshopu,sanatımı bu şekilde icra ettim.Herifler projemi nazikçe geri çevirdiler.Ben de ziyan olmasın diye blogumda yayımladım.Bana kalırsa o şimdi tam oldu...Ama nerede onlarda buradaki sanatı idrak edecek kafa?...

15 Ekim 2010 Cuma

Satırcı Müslüm ile Büyük Aşkı Pasaklı Müzeyyen!..



Uploaded with ImageShack.us

Satırcı Müslüm,bu defa Müzeyyen'e aşık oldu.Aşkı uğruna her yolu mübah saydı daha önce olduğu gibi..Satırı ile önemli bir engeli aştı;ama Müzeyyen,tahammül edilemez derecede pasaklıydı..Napsaydı..Onu da mı satırlasaydı?...Ama seviyordu,seviyordu lan!..Gözyaşlarına boğuldu...

14 Ekim 2010 Perşembe

Ayaklara Dikkat!..



Uploaded with ImageShack.us

Kahraman cengaverler Hünkar-ı Devletluya zafer anında çapulcular gibi değil,şanlı bir dünya devletinin askerleri gibi davranma sözü veriyorlar...Ama ayaklara dikkat

30 Eylül 2010 Perşembe

Red kit Okumuş Olanların Sevebileceği Bir Karaketör!...



Heh he..Hatırladınız di mi o kovboyların birilerini katran ve tüye bulayıp arkalarından kurşunlar yağdırarak kasabalarından şutlamaları muhabbetini:)))

RED KİT!..SEN BENİM KAHRAMANIMDIN NASIL UNUTURUM SENİ YAV!...

24 Eylül 2010 Cuma

Mahallenin Haspası



O FARKLIYDI...

Giyimi,kuşamı,takıları,kendine özgü tarzı,dinlediği parçalar ve takıldığı tv dizileri ile kendi kuşağına bir elli sene taktı..Oğlanlar avucunu yaladı,ama kendi ayarında birini bulamayınca,deve ticareti ile uğraşan bir arap şeyhi ile evlenip buralardan ayrıldı....

Aslanlar da Ağlar!...



Olmasını istemiyordu,ama oldu..açlıktan ölecek değildi,yaptığına pişman oldu..Ama oldu...

Aşk aşk diye zırvalayıp durmayın lan!...Bütün aşklar böyle biter..Büyük aslan küçük balığı yutar işte...

21 Eylül 2010 Salı

Avcıların Kralından Krallara Layık Bir Macera!...



İŞTE O DİNGİL!...

Ava giden avlanır hoca!..Dingilin biri safari aslan avına çıktı.Gördüğümüz gibi babayı avladı...Son anındaki o muhteşem yüz ifadesini o kadar beğendi ki aslan,bunu ölümsüzleştirmek için,mumyaladı,içini doldurdu...ve kötü zamanlarında moralini düzeltmek için bu surat ifadesine baktı da baktı!...




İşte yakın plandan o babalara gelme anı!...