30 Mayıs 2010 Pazar

SİGARA TİRYAKİSİ KARGALAR!…

 

tiryaki_ kargalar

Lan bu kargaları tanıyorum ben be…Maldivlere nasıl gitmişler niye gitmişler çözemedim ama tanıyorum bunları ben..Fakat hangisi hangisiydi çıkaramadım.

   Bizim mahalleden Dursun mu desem?İşyerinden Hüsrev mi Zeliha mı desem?..Okul arkadaşım Bahattin mi desem?..Kesin bunlar..Ama hangisi hangisiydi ya?Mutasyon geçirip kargaya dönüşen eş dost tanıdık çok.Ama hangisi hangisi?

  Herhalde buradaki sigara yasaklarından bunaldılar,ta Maldivlere gittiler orada rahat,huzur bulacaklarını umarak.

  Eskiden,ta bir zamanlar bende bunlar gibi günde iki paket zıkkımlanırken can ciğer kuzu sarmasıydık.Sigarayı bıraktığımdan beri pek muhatap olmuyorlar benimle.Aslında ben de yüz göz olmak istemiyorum onlarla.Çünkü iki dakikada on tane sigara içmişim gibi ciğerlerimi dumanaltı ediyorlar.Çok içtin desem,yeter artık desem,zıkkımın pekini iç desem,suratıma bakıp bakıp yüksek sesle höykürüyorlardı:

-Gaaaaakkkkk!…

Gittiniz de kurtulduk lan.Gelmeyin kalın oralarda lan..

-Gaaaakkkkk!…

Sigaranın üstüne yazılıyormuş sigara içmek öldürür falan..Ne gam ne kasvet bunlara?Anneleri zamanında şöyle yazardı paketlerinin üzerine:”Bok iç!” Ama tınmadılar..Sigara bulamadıkları zaman,kültablasında kalan izmaritleri içiyorlardı.Onu da bulamadıkları zaman afedersiniz,belki de bok içiyorlardı.Şöyle kurumuş,gevrek olmuş tezeği(!) sarıp afiyetle içerler bunlar…

  Eskiden bunlara “sigara içmek öldürür” şeklindeki uyarıyı hatırlatınca şuna benzer cevaplar verirlerdi:

-Ben doğarken ölmüşüm..

-Hızlı yaşa çabuk öl..Cesedin de hızlı ve genç olsun..

-İçmezsem sarhoşum,içersem berduşum.Gecem dönmüş gündüze,ne kalmış benden geriye?

-Sana ne lan,sen mi ölmeyi düşünüyon yerime?

-Azrail arkadaşımdır torpil geçer..Daha senin gibi nicelerini gömerim..

     Sigara yasakları yokken ses çıkaramazdık bunlara.Lütfen kapalı yerde içme sağlığımla oynama demek ne haddine?burnunun üstüne yerdin anında yumruğu…Kaç tane astımlı ellerinde kaldı bunların?Sigara içmeyen anneleri 60 yaşında akciğer kanserinden gidenler oldu;yine de sigara paketlerine şevkatle bakıp “sana daha nice anneler feda olsun dediler;canım sana feda olsun” dediler!

    Bir zamanlar kartaldılar;şimdi ise turistlerin sigarasını çalan karga onlar…Bir bıraksalar,anında insana dönüşecekler ama,yok bırakmazlar!..

   - Bırak artık oğlum şunu,kargalıktan hayır gelmez…Dön aramıza..

  - Gaaakkkkkk!!!!….

21 Mayıs 2010 Cuma

“VİCDAN SAHİBİ DİKTATÖR” NASIL OLUYOMUŞ BİR GÖRELİM!…

vicdanli_diktator1

BU VE BUNUN GİBİ HERİFLERİN VİCDAN SAHİBİ OLDUKLARINA,EN AZINDAN SAPIK OLMADIKLARINA İNANAN MİLYONLARCA EMBESİL YAŞIYO BU DÜNYADA NASIL OLSA,Dİ Mİ EFENİM?…

18 Mayıs 2010 Salı

Dünyanın en eğlenceli 10 mesleği

Yaptığınız işten sıkılıyor musunuz? İşte size dünyanın en eğlenceli 10 işi...

ada bakıcısı
34 yaşındaki Ben Southall ve  6 ay bakarak 111 bin dolar kazanmasını sağladIğı    cennet Hamilton Adası

Dünyanın en eğlenceli 10 mesleği
Yaptığınız işten sıkılıyor musunuz? İşte size dünyanın en eğlenceli 10 işi...
Ntvmsnbc .com’un haberine göre dünyanın en eğlenceli 10 mesleği..Biz bu meslekleri n perde arkasını irdeledik..İrdelerken,bu mesleklerin bir kısmının resmen “pipi ile para kazanmak” olması nedeniyle elimize pipi gelmesin diye dikkatli olmaya çalıştık ve çok rahat ve zevkli görünen bu mesleklerin perde arkasında hangi çapanoğlu varsa onu ortaya çıkardık…  
Ada bakıcılığı: 34 yaşındaki Ben, Southall’ın Hamilton Adası’na 6 ay bakarak 111 bin dolar kazanmasını sağladı.
    Sanıyorum gazetelerden ya da televizyonlardan dünya güzeli adada gayet kıyak bi ücretle ada bakıcısı arandığını duymayan kalmamıştır…Dolgun ücretle ada bakıcılığı ilanı ile amaçlanan,adanın reklamını yaparak isminin duyulmasını sağlamaktı..Bu reklam sayesinde ada turizmi resmen patlamış..Ama ada bakıcısı Ben’e dünyasını dar etmişler..Sen ada bekçisisin diye adada oluşan her türlü vukuat için para cezası uygulamışlar.Adam ücretini alamadığı gibi 110 bin dolar da borçlu çıkmış..
Hayat kadını testçisi: Model ve DJ olan Jaime Rascone Şili’nin ünlü mamalarından Madam Fiorella’ya işe alacağı ve en önemli müşterilerine sunacağı kızları son bir denemeden geçirme teklifi götürünce hayatının işine sahip oldu. Fiorella’nın işe alacağı kızları bir gün içinde test eden Rascone görüşlerini rapor olarak patronuna sunuyor. Rascone ayda bir kez bu işi yaparken yılda 70’e yakın kızı teste tabii tutuyor.
  He he he he…Ne güzel iş di mi?Madam Fiorella’ya düşen öyle sıradan hatunlar değil,bir içim su cıvırlar…Üstelik bu kızlar, Jaime Rascone’ye kendilerini beğendirmek için her türlü muameleyi çekmek zorundalar…Ama kazın ayağı öyle değilmiş..Meğerse Madam Fiorella,nonoşları da pazarlıyormuş.Roscane bir sürü herifi denemek zorunda kalınca işin zevki kaçmaya başlamış..Ama bir de sosyetik bayanlar için jigolo erkekleri denemek zorunda olduğu söylenince zavallı Jamie’nin hayatı kabusa dönmüş.Kendisine gönderilen en son jigolo bir zenciymiş ve herifte 28. cm malafat  varmış.Zavallı Jamie heriften kurtulmak için ikinci kattan atlamış.Ölmemiş ama her tarafı kırılmış.Sonra da bu işlere tövbe etmiş…
Şarap tadıcısı ve blogcu: Hardy Wallace ayda 10 bin dolara şarapları tadarak onlar hakkındaki bilgileri facebook ve Twitter adresinde güncelliyor.
    Başlangıçta her şey güzel gidiyormuş,ama Hardy içki beleş diye her gün şişelerce çaşrap devirmeye başlamış.En sonunda alkolik olmuş çıkmış.Üstelik o kada pislikmiş ki işten atmalarına rağmen “bana şarap verin lan!” diye her türlü pisliği yapıyormuş.Ondan kurtulmak için bir mahzen dolusu şarabı tazminat olarak ödemek zorunda kalmışlar…
Şeker tadıcısı: Harry Willsher ise gizli tariflerle yapılan şekerleri tatmak. Bu en iyi iş olarak görülmese de en tatlısı olduğu aşikar.
  Amma dedik ya kazın ayağı öyle değil..Herife şeker diye uyuşturucu veriyorlarmış meğerse..Uyuşturucuya alıştırıp herifin zavallı görünsün diye kolunu ve bacağını kesip dilenci yapmışlar..(bu bana pek mantıklı gelmedi..Muhabirimiz işin aslını feslini araştırırken yanlış istihbarat almış olabilir..)

Prezervatif testçisi: Durex 18 yaş üstü bir grup Avusturalyalıyı ürünlerini test etmesi için işe aldı. 60 dolarlık ürün verilen kişiler 200 farklı pozisyonluk durumda prezervatifleri test ediyor. Şanslı çalışanlara 1000 dolar da bonus veriliyor.
   Pipi ile para kazanmak!..Hem mala vurmak,hem de üste para almak..Ulan erkek milletinin yüzde doksanının hülyası,ütopyası be!...Amma, dedik ya kazın ayağı öyle değil..Yada bu işin altında bir sapanoğlu yatıyor…Prezervatiflerden biri patlak çıkınca denediği hanım hamile kalmış.Onunla evlenmek zorunda kalmış.Şu aralar bu son derece dırdırcı karıdan boşanmak uğruna servetinin yarısını fedaya hazırmış…
World of Warcraft oyun testçisi: Dünyanın en meşhur oyunlarından World of Warcraft (Wow) oynayan ve iki 80. seviyeye gelerek saatte 200 altın kazanabilenler oyunun yeni sürümünü önceden test etmek için işe alınıyor. Tabii günde en az 4 saat bu oyunu oynamak seçilmek için artı bir şans yaratıyor.
  Bu işin altındaki çapanoğlunu bulmak için muhabirimizin araştırma yapmasına gerek kalmadı..80. seviyeye gelenler,ekmek ve su dışında hayata boş vermiş,en az günde onsekiz saat oyun oynayan zavallı oyun bağımlıları değil mi?Yok abi bunlara Çinlilerin yaptığını yapacan…Çinliler gibi,aşırı oyun bağımlılarını toplama kamplarına toplayıp eziyet ve işkence ile bağımlılıklarını tedavi edecen…

Müze eğlence müdürü: 6 yaşındaki Sam Pointon York bölgesinde bulunan Ulusal Demiryolu Müzesi’ne oyuncak trenini kullanmaktaki başarısını anlatan bir mektupla başvurmuş. Yetkilileri etkileyen bu mektup sonunda 6 yaşındaki Pointon şu an müzenin eğlence müdürü.
  Yazık zavallı çocuğa..Saat sekiz akşam beş..Akşama kadar bir sürü embesili eğlendirme sorumluluğu taşı..Daha onun eti ne budu ne?Bu batılılar,lafa gelince mangalda kül bırakmazlar..Yok efendim şu ülkeyi demokratik olmamakla,bu ülkeyi insan haklarına önem vermemekle suçlarlar..Kendileri düpedüz çocuk işçi çalıştırıyorlar..Çocuk küçük diye çikolata ve şekerle kandırıp maaş vermiyolardır gavat herifler…
Google haritası için kameralı bisikletçi: İki şanslı bisikletçi Google tarafından işe alınarak, bisikletlerinin arkasına asılan kameralar sayesinde başkent Paris’te arabaların giremediği tarihi yerlere gidiyor ve fotoğraflarını çekiyor. Bisikletçiler turlarını yineleyerek Google haritasına da yeni fotoğraflar gönderiyor.
  Bu çocuklardan biri mafya mensubu gansterlerden feci bir dayak yemiş..kamerası kırılmış.Ne bilsin zavallı o sokakta fotoğrafını çektiği heriflerin mafya olduğunu?..Öbür çocuk da olayı duyunca işi gücü bırakıp Paris’i terk etmiş…Marsilyaya yerleşmiş…

6 Mayıs 2010 Perşembe

ZAVALLI İŞ ADAMLARININ İÇ BURKAN HAYATLARINDAN GÖRÜNTÜLER SUNMAYA DEVAM EDİYORUZ!…

zavallı_ işadamı

“Aşk- memnu” gibi zenginlerin son derece  acıklı ve cacıklı hikayelerini anlatan dizilere gözyaşları dökmeyin!…

En az üç sene boyunca karısını aldattığı boynuzlu işadamı  için,onun düdükçü yeğeni ve fingirdek şırfıntı karısı için aylarca dökeceğiniz gözyaşları ile bitkileri sulayın,doğaya katkı yapın..Yani bunlarla boş yere vakit kaybedeceğinize,bu siteye takılın,”zavallı iş adamı “ etiketine tıklayın ve o dizilere on basacak acıklı zengin hikayelerimizi okuyarak gözyaşlarına boğulun,deşarj olun!…

26 Nisan 2010 Pazartesi

Flaş…Flaş…Yarış Atlarına tecavüz eden atın sahibi bulundu…Yarış atlarının sahibi tecavüzcü atın sahibini mahkemeye verdi…Muhabirimiz duruşmadan bildiriyor…

yazık oldu gülizara

Yarış atlarına tecavüz haberi                    Tecavüzcü atın sahibi Abbas

  İzmir’de yarış atlarının barındığı bir çiftliğe saldırarak,5 yarış atına hunharca tecavüz eden azgın aygır “Coşkun’a bir yular vurarak ahıra hapsetmişti,kısrakların sahibi mağdur iş adamı hatırlarsanız.”Suçlu elimizde ama ne yapacağımızı bilemiyoruz” diyordu.Zararını 380.000 Tl olarak hesaplamışlardı,sahibini bulabilirlerse dava açacaklardı..

     Mağdur iş adamı İ. A.  olayı  “talihsiz bir  iş kazası” diye  geçiştirip,Coşkun’u köfte sucuk yapan seyyar kebapçılara “hayrına” vermeye hazırlanıyordu ki,kulağına gelen bir haber onu heyecanlandırdı.Meğer bu at,10 km. ötede bir ahır çiftlik karışımı bir bahçede sütçülükle geçinen Deli Abbas lakaplı bir adamınmış.Sütçü deyip geçmemeliymiş ona,İzmir’in çok sayıdaki semtine  süt satan bir “at arabası filosunun” sahibiymiş!...Herif iyi para kazanıyormuş,söylenilenlere göre 7-8 tane apartman dairesi sahibiymiş.Beş altı tane oğlu süt satmaya gidiyormuş,bu da ineklere  ve atlara bakıyormuş.

    Kızıl saçlı,uçuk çiçekbozuğu tenli,kocaman kocaman çilleri olan,hep bir karış sakalla gezen,çatık kaşlı,at kokulu,kıl bir herifmiş bu Abbas.Elinde hep kızılcık sopasıyla dolaşır,ola ki çiftliğine izinsiz biri girsin,ona dar edermiş  dünyayı kızılcık sopasıyla!..Bahçesindeki meyve ağaçlarına dalan çocukları Allah yarattı demeyip öldüresiye dövdüğü için lakabı Deli Abbasmış.Az konuşur,bahçesinin kenarındaki yoldan geçenlere de sanki yol da kendininmiş gibi pis pis bakarmış.Bir tek Durali varmış kapıcılık yapan,onunla konuşur,anlaşırmış.Başka da kimse ile konuşmazmış.Karısı ve çocukları ile bile çok mesafeliymiş.Böyle herkesten kaçmasının bir nedeni de kulağının birinin sağır olmasıymış.Bir kaç kere tekrarlatırmış,bağırmazsan hiç  bişey anlamazmış….

    Zavallı işadamı İ. A., atın sahibinin Abbas olduğuna birkaç da şahit yazdırmış,350.000 tl’lik zarar ziyan davası açmış.Abbas Mahkeme tebligatını okumuş,bir şey anlamayınca oğullarından birine okutmuş.Oğlan durumu çakmış”baba” demiş,”bizim at böyle iken böyle yapmış.Zararı varmış atların sahibinin.Para almak için vermiş mahkemeye”.Abbas ne kadar istediklerini öğrenince henüz dünyada oğulları dahil kimsenin duymadığı sunturlu küfürler savurmuş ve tebligatı cart curt yırtmış.Oğlu babasını”Aman baba..Mahkemeden kaçılmaz.Bu adamlar çok kuvvetli,bir de avukat tutalım” deyince oğlunun anasına küfürler savurup,oğlanı kızılcık değneği ile kovalamış.Ama tek dostu Durali onun anlayacağı dille işin ciddiyetini anlatınca mahkemeye gitmeyi,hatta avukat tutmayı kabul etmiş…

   Bundan sonra bir duruşmada hakimin Deli Abbas’ı nasıl sorguladığını naklen yayınlıyoruz.

 Hakim:Abbas Soyluoğlu sen misin?

Abbas:Höööö?(anlamadım demek istiyor,avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarlıyor)

Abbas:Benim sayın amirim..(salonda gülüşmeler)

Hakim:”Yarış atları ile çiftleşen bu at senin mi?”

Abbas:”Benim değil,amirim!(gülüşmeler)

Hakim:Bana amirim deyip durma be adam!

Abbas:Hööööö?(hakimin söylediklerini anlatıldıktan sonra:Başüstüne amirim!(Gülüşmeler)

Hakim:Davaya cevap yazısında “at benim”demişsin,şimdi değil diyorsun.Bak seni yalan beyandan içeri attırırım.

Abbas:Höööö?(gülüşmeler)Durum kendisine izah edildikten sonra tekmil verir gibi:Benimdir sayın hakimim!(Gülüşmeler)

Hakim:Davacı senin atına sahip olmadığın için bu zararın meydana geldiğini söylüyor..Niye atını bağlamadın?Kaçmasına neden oldun?

Soru avukat tarafından kendisine yüksek sesle anlatıldıktan sonra Abbas:Her zamanki gibi ahırın önündeki çayırda otlamaya bıraktım.Kaçıp getmiş dürzü ne edeyim?(gülüşmeler)

Hakim:Niye uzunca bir yularla bağlayıp da otlamaya bırakmıyorsun onu?

Abbas:Bu ne ağnar(anlar) yuları neyi sayın hakimim…Evi bağlasan evi de sürükler götürür..(gülüşmeler)

Hakim:İyi ama bak ne haltlar yemiş atın.Başkasının dişi atları ile çiftleşmiş,sahibi zarara uğramış.

Abbas:Höööö?( avukatı kulağına yüksek sesle hakimin dediğini tekrarladıktan sonra)Ben ne edeyim sayın Hakimim ben mi dedim bu a….   kodumun atına get de elalemin gancık atlarını kerk diye?(Salonda bir kahkaha patlıyor.Ama  20 yıllık asliye hakimi yine de ciddiyetini bozmuyor)

Hakim:Sözlerine dikkat et,küfür müfür etme,buranın mahkeme olduğunu unutma!...

Abbas:Höööööö?(Gülüşmeler)

Hakim:İfadenden  yeterince dikkatli olmadığın anlaşılıyor.Şimdi senden dünyanın parasını istiyorlar.Ne yapayım ben sana?

Abbas:Sayın hakimim onu da(atı) beni de affedin.Bir eşşeklik etmişiz eşekliğimize verin..(salonda gülüşmeler)Hele bu at,bu hayrını görmediğim at,buna eşşek lafı az gelir bu tam eşşoğlueşşek,ocağıma incir ağacı dikecek hayvan oğlu hayvan!Godoş oğlu godoş!...(Salonda bir kahkaha..Hakim bile belli belirsiz gülümsüyor)

Sonra şahitler dinleniyor.Şahitler Abbasın atını bazen bağlı olarak,bazen de bağlamadan yayılmaya bıraktığını,çitlerin yeterince yüksek olmadığını,Abbası sık sık elinde kızılcık değneği ile at aramaya gittiğini söylüyorlar…

Hakim olsanız ne karar verirdiniz?Gerçi Abbas’ın avukatı güzel bir savunma yaparak tanık ifadelerinin çoğunu çürütüyor.Olayın meydana gelmesinde Abbas’ın hafif kusurlu olduğu anlaşılıyor.Tazminata hükmediyor hakim ama,yarış atlarının sahibinin ummadığı kadar küçük bir meblağa…Atların sahibi avucunu yalıyor,üstüne bir bardak soğuk su içiyor…

ZAVALLI YARIŞ ATLARININ BEŞİNE BİRDEN TECAVÜZ EDEN(BEŞ POSTA ATAN) MENDEBUR BİR HAYVAN GÖRMEK İSTERSENİZ,BU YAZIYA GÖZ ATIN!…

yazık oldu gülizara

  Ulan mendebur hayvan seni,cenabet…münafık!...yok ne diyeceğimi bilemiyorum..Hayvan,hayvan işte!..Bana kalırsa bir yaratık hayvanlık yapmadan ona hayvan denmemeli…Ama senin yaptığın hayvanlık işte…Hayvanlığın dik alası!..Hayvan!...Hay-van!Hayvan oğlu haaayyyvaaannn!!!

  Sen tut,yan bahçedeki çitlerin üstünden atla,saf kan yarış atlarının olduğu çiftliğe gir,beş tane zavallı kısrağa tecavüz et…Bir iki değil,beş!Üstelik de bunlardan biri taymış…Hem de yarışa hazırlanan bir taymış..Saf kan ingiliz..Adı da “Happy Girl”müş…Yani mutlu kız!mutlu kızı mutsuz derbeder ingiliz dulu yaptın lan..Daha onun eti ne?Budu ne?Genç kızlığını yaşatmadan,zavallı bir yetişkin kadın yaptın lan…Tu senin soyuna sopuna!...Tu!Tu!...

   Oğlum senin soyunda sopunda dük var mı kont var mı?Ademden bu yana 72 göbek ırgatsın ulan sen..Senin ne haddine bunca soyu belli,sopu belli,sülalesi aristokrat beş tane hatunu düdüklemek?Küstah!Haddini bilmez!...

    “Happy Girl” gebe kalmasın diye yalvarıyormuş sahibi..Böyle bir facia gerçekleşirse-Allah korusun-bu mutsuz kız bundan sonra yarışamayacağı gibi,senin piçini doğuracağı için soyu sopu da bozulacakmış…Sırf  o azgın zevkin uğruna o kızı da,öbür atları da,sahibini de mutsuz ettin,mutsuz da ne kelime,hayatı zindan ettin onlara lan…Zindan ettin!..

   Yalnız onlara değil,bu trajik olayı duymuş olan bizleri de mutsuz ettin.Utan utan!...

   Tam beş kıza birden..Otomatiğe bağlı gibi yapıyormuşsun.Seni zaptetmeye çalışan seyise de öyle saldırmışsın ki,hem de önündeki aletin,Sezar’ın kılıcı gibiymiş..Yemin ediyormuş seyis “kaçmasam beni de becerecekti”diye…

  Beş posta..Evet otomatiğe bağlamışlar gibi beş posta!..Ulan aylarca biriktirdin mi şerefsiz?Arpan çok fazla mı geldi alçak?...

   Adın belli değilmiş,şimdilik sana “Coşkun” diyorlarmış.Coşkuna kurban ol sen..O bile teker teker beceriyordu kurbanlarını..Coşkun senin yanında melek kalır..Nuri!...Alço!...Egzorsiz!....

   Seni ahırda tutuyorlarmış,ne yapacaklarını da şimdilik bilmiyorlarmış…Bana kalırsa halk oylaması yapılsın..Sucuk mu olacan,köfte mi olacan,yoksa halis muhlis sığır eti diye iç piyasaya mı sürülecen..Hangisini beğenirsin bunlardan?...Dana!....

19 Nisan 2010 Pazartesi

Zebranın Gazabı!…

namus meselesi

 

Ormanların kralı da olsan,olamazsın orman halkına kral,

uyman gereken kurallara uymuyorsan..

Dengeleri gözetmiyorsan..

Sınırlarının nerede başlayıp bittiğini bilmiyorsan…

Halkın babalık beklerken,

çocuk gibi davranmayı seçiyorsan..

Fildişi kulende sefa sürüp,

insanların derdi var mı diye

pencereden bakmaya bile üşeniyorsan..

Olamazsın değil ormanların

savanaların bile kralı..

Ama ayakkkabılarıma belki efendi olursun

ihmal etmedikçe cilasını,boyasını

                                     (şekispiyer/17. Hırgür adlı eserinden)

YARATICI REKLAM:İkizlere Takke Bebelere Balon!..

ikizlere_takke

YA İFLAS EDER BÖYLE REKLAM YAPANIN SAHİBİ, YA DA KÖŞE OLUR…ORTASI YOK!…