25 Haziran 2010 Cuma

ABD’nin Şaban’ı nasıl olurmuş bir görelim!…

ladin_avcisi

    Bu adam ABD vatandaşı Gary Faulkner…Bir gazeteci topluluğuna demeç veriyor.Yaptığı işten gururlu ve keyifli görünüyor.Arka planda iki gazetecinin yüzleri görünüyor.Bir tanesinin yüzündeki ifade çok açık.Bir insan,bir salak gördüğü zaman yüzü hangi şekli alıyorsa,o şekli almış!…

    İşsiz ve ölümcül böbrek hastasıymış.Kore dövüş sanatı Hapkido ustası imiş!..Bin Ladin’in başı için ABD 25 milyon dolar ödül koymuş ya,bu zatı muhterem ,hem bu ödülü almak,hem de çok sevdiği vatanına hizmet etmek için yanına samuray kılıcı,gece görüş dürbünü amış,Pakistan’a gitmiş.Yakalanıp geri yollanmış.Kim yakalamış?Abd mi,yoksa Pakistanlı yetkililer mi?Radikal gazetesinin haberinden anlaşılmıyor..Havaalanında meraklı gazeteci topluluğuna “Tüm isteğim birazcık dinlenebilmek” demekle yetinmiş.Ladin’i avlamak için çok para ve zaman gerektiren bir işe giriştiğini belirtip “Bunun şahsımla ilgisi yok. Amerikan halkı ve dünyanın meselesi. Bu tür insanların bizi korkutmasına izin veremeyiz” diye konuşmuş.

    Misyonu yarıda kalan Faulkner, ‘Dönecek misiniz’ sorusuna “Kesinlikle. Ağustos sonunda öğreneceksiniz” yanıtını vermiş.Kardeşine herhalde “Ağabeyiniz  deli mi?” diye sormuş olmalılar ki ,“Ağabeyim deli değil. Ülkesini deli gibi sever ve Ladin’in bu ülkeye yaptığını unutmadı” diye yanıt vermiş geçen hafta Doktor kardeşi Scott.Faulkner’in bu girişiminin Bin ladn avcılığını artıracağı söyleniyormuş…

    Aklıma acayip bir film senaryosu geldi.Bu adam birkaç ay sonra tekrar dönüyor Pakistan’a.Bu defa yakalanmamayı başarıyor.Pakistan’da kendisi gibi Bin ladin’i arayan bir sürü ABD’li çatlakla karşılaşıyor.Cesaret ve çatlaklık konusunda kendini yarı yolda bırakacak bir sürü adam ilk başta moralini bozuyor kahramanımızın.Fakat daha sonradan hedefine ulaşabilmek için bu adamlardan yararlanmaya karar veriyor.Bir ninja örgütü kurup başına geçiyor.Başlıyorlar o yüksek dağlarda Bin Ladin aramaya…İlk icraatları da kendi içlerinden birini infaz etmek oluyor.Çünkü bu çatlaklar o dağlarda aç kalınca,açlığa dayanamayan zır delilerden birini,samuray kılıcı ile çete üyelerinden birinin kellesini uçurup etini gizlice yemek isterken yakalıyorlar.Bu adamı ölüm cezası ile cezalandırıyorlar ve o sarp ve çıplak dağlarda yiyecek bulamayacaklarını bildikleri için,infaz ettikleri adamı ve onun kurbanı olan çete üyesini yiyerek hayatta kalmaya karar veriyorlar.Bu deli çetesinin içinde çok iyi bir aşçı da var tabii.O etlerden Fransız usulü et yemeği yapıyor onlara..Bin Ladin’i yakaladıkları güne sakladığı kırmızı şarapla beraber et yemeklerini yiyorlar!…Daha sonra yollara düşen çete üyeleri ani bir baskınla Talibanlılar tarafından yakalanıyorlar.Çete üyelerinin  sözde tanınmamak için büründükleri garip kıyafetler nedeniyle,Talibanlılar, bu adamları el kaideye katılmak isteyenler zannediyorlar.Bunların ajan falan olabileceklerinden de şüphelenmiyorlar.Çünkü her biri o kadar üşütük ki,ajan veya istihbaratçı olmaları olanaksız.Bizim Şaban,ötekilerden daha zeki olduğundan durumu kavrayıp,örgüt üyelerine amaçlarına ulaşmak için el kaide sempatizanı gibi davranmaları gerektiğini anlatıyor.Sonra talibanlılar bunları el kaide örgütünün sorumlularından birine götürüyor…

   Hayal gücünü işletince neler çıkar daha neler.Mesela Bin Ladin’in aslında Amerikan gizli servis üyesi olduğunun ortaya çıkması.Bizim Şaban’dan bile daha fazla Amerika’yı sevdiğinin anlaşılması.11 eylül saldırılarının ABD’nin yeni dünya saldırgan politikalarına kılıf hazırlamak için ABD  derin devletinin bir komplosu olduğunun anlaşılması…Bin Ladin’in vatan sevgisinden gözleri yaşaran Şaban’ın yine de onun başını götürüp ödüle konma sevdasından vazgeçmemesi…Falan filan.Ve dönüşte kendi kendisine karşılama töreni yapan kitleye,çuvaldan çıkardığı,üzerinde binlerce sineğin uçuştuğu feci derecede kokmuş başı havaya kaldırıp gösterdiği muhteşem bir final sahnesi..

     Belki de ileride gerçekten de böyle şeyler olduğunu duyarız.Bana bu film fikrindeki olaylar hiç de gerçek dışı ve absürd görünmedi çünkü…

Haberi okumak için    tıklayınız

12 Haziran 2010 Cumartesi

BU BLOG BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU (B.T.İ.K.)TARAFINDAN HACKLENMİŞTİR.
TÜRKİYEDEN GİRİŞ YAPANLARIN GÖREBİLECEĞİ GİBİ RESİM VE VİDEO GİBİ İÇERİKLER GÖRÜNTÜLENEMEMEKTEDİR.
BUNUN NEDENİ BU BLOGDA BAZI YOUTUBE VİDEOLARININ OLMASI,GOOGLE ANALİTİCS HİZMETİNİ KULLANMASIDIR.
100 İÇERİĞE AZ KALMIŞTI...ALLAH RAHMET EYLESİN!...
RUHUNA FATİHA..

6 Haziran 2010 Pazar

Arkadaş ziyareti!…

patavatsiz_arif_

Birgün Patavatsız Arif’in bir arkadaşı uzun yıllar sonra ziyarete geldi onu.Üniversite yıllarından tanıdığı Arif,biraz tuhaf olsa da ilginç biriydi.Onun

arkadaş çevresini merak eden meraklı kız kardeşini de getirdi yanında.Hay getirmez olaydı!…Arif resmen sapıtmış,düpedüz kafayı yemişti…

ERKEN DOĞMUŞ AMA YİNE DE ‘TOSUN’ GİBİ BİR SEÇİM KARİKATÜRÜ…

muhtar_adayi_1

5 Haziran 2010 Cumartesi

NİNJA ÇETESİ İSTANBUL’DA!…

Bu kez sağlam kayaya çarptılar…Dövüş teknik ve yöntemleri Asım Ustanın mesleği icabı geliştirdiği döner kesme teknikleri karşısında darmadağın oldu!…




4 Haziran 2010 Cuma

2010 YAZ SEZONUNU AÇTIK ABİLER!…

 

 

kiskanc_necmettin

KISKANÇ NECMETTİN BU YAZ DA KARISI AYFER’E TATİLLERİNİ ZEHİR EDİYOR!..NE BU YA?KADIN ADIMINI ATSA SUÇ!…NECMETTİN ONUN AÇILIP SAÇILMASINI NİYE BÖYLE SAPLANTI HALİNE GETİRİYORSUN?ANLAMIYORSUN Kİ,AÇILSA DA ,KAPANSA DA,ONUN GÖZÜ SEN-DEN-BAŞ-KA-SI-NI-GÖR-MEZ!…O SANA BAĞLI…BİRAZ DAHA GÜNEŞTEN FAYDALANMAK İSTİYOR,HEPSİ BU!…HEM O BİKİNİSİZ Mİ G.RMEK İSTİYO SUYA?aŞKOLSUN VALLA NECMETTİN!…

30 Mayıs 2010 Pazar

SİGARA TİRYAKİSİ KARGALAR!…

 

tiryaki_ kargalar

Lan bu kargaları tanıyorum ben be…Maldivlere nasıl gitmişler niye gitmişler çözemedim ama tanıyorum bunları ben..Fakat hangisi hangisiydi çıkaramadım.

   Bizim mahalleden Dursun mu desem?İşyerinden Hüsrev mi Zeliha mı desem?..Okul arkadaşım Bahattin mi desem?..Kesin bunlar..Ama hangisi hangisiydi ya?Mutasyon geçirip kargaya dönüşen eş dost tanıdık çok.Ama hangisi hangisi?

  Herhalde buradaki sigara yasaklarından bunaldılar,ta Maldivlere gittiler orada rahat,huzur bulacaklarını umarak.

  Eskiden,ta bir zamanlar bende bunlar gibi günde iki paket zıkkımlanırken can ciğer kuzu sarmasıydık.Sigarayı bıraktığımdan beri pek muhatap olmuyorlar benimle.Aslında ben de yüz göz olmak istemiyorum onlarla.Çünkü iki dakikada on tane sigara içmişim gibi ciğerlerimi dumanaltı ediyorlar.Çok içtin desem,yeter artık desem,zıkkımın pekini iç desem,suratıma bakıp bakıp yüksek sesle höykürüyorlardı:

-Gaaaaakkkkk!…

Gittiniz de kurtulduk lan.Gelmeyin kalın oralarda lan..

-Gaaaakkkkk!…

Sigaranın üstüne yazılıyormuş sigara içmek öldürür falan..Ne gam ne kasvet bunlara?Anneleri zamanında şöyle yazardı paketlerinin üzerine:”Bok iç!” Ama tınmadılar..Sigara bulamadıkları zaman,kültablasında kalan izmaritleri içiyorlardı.Onu da bulamadıkları zaman afedersiniz,belki de bok içiyorlardı.Şöyle kurumuş,gevrek olmuş tezeği(!) sarıp afiyetle içerler bunlar…

  Eskiden bunlara “sigara içmek öldürür” şeklindeki uyarıyı hatırlatınca şuna benzer cevaplar verirlerdi:

-Ben doğarken ölmüşüm..

-Hızlı yaşa çabuk öl..Cesedin de hızlı ve genç olsun..

-İçmezsem sarhoşum,içersem berduşum.Gecem dönmüş gündüze,ne kalmış benden geriye?

-Sana ne lan,sen mi ölmeyi düşünüyon yerime?

-Azrail arkadaşımdır torpil geçer..Daha senin gibi nicelerini gömerim..

     Sigara yasakları yokken ses çıkaramazdık bunlara.Lütfen kapalı yerde içme sağlığımla oynama demek ne haddine?burnunun üstüne yerdin anında yumruğu…Kaç tane astımlı ellerinde kaldı bunların?Sigara içmeyen anneleri 60 yaşında akciğer kanserinden gidenler oldu;yine de sigara paketlerine şevkatle bakıp “sana daha nice anneler feda olsun dediler;canım sana feda olsun” dediler!

    Bir zamanlar kartaldılar;şimdi ise turistlerin sigarasını çalan karga onlar…Bir bıraksalar,anında insana dönüşecekler ama,yok bırakmazlar!..

   - Bırak artık oğlum şunu,kargalıktan hayır gelmez…Dön aramıza..

  - Gaaakkkkkk!!!!….

21 Mayıs 2010 Cuma

“VİCDAN SAHİBİ DİKTATÖR” NASIL OLUYOMUŞ BİR GÖRELİM!…

vicdanli_diktator1

BU VE BUNUN GİBİ HERİFLERİN VİCDAN SAHİBİ OLDUKLARINA,EN AZINDAN SAPIK OLMADIKLARINA İNANAN MİLYONLARCA EMBESİL YAŞIYO BU DÜNYADA NASIL OLSA,Dİ Mİ EFENİM?…

18 Mayıs 2010 Salı

Dünyanın en eğlenceli 10 mesleği

Yaptığınız işten sıkılıyor musunuz? İşte size dünyanın en eğlenceli 10 işi...

ada bakıcısı
34 yaşındaki Ben Southall ve  6 ay bakarak 111 bin dolar kazanmasını sağladIğı    cennet Hamilton Adası

Dünyanın en eğlenceli 10 mesleği
Yaptığınız işten sıkılıyor musunuz? İşte size dünyanın en eğlenceli 10 işi...
Ntvmsnbc .com’un haberine göre dünyanın en eğlenceli 10 mesleği..Biz bu meslekleri n perde arkasını irdeledik..İrdelerken,bu mesleklerin bir kısmının resmen “pipi ile para kazanmak” olması nedeniyle elimize pipi gelmesin diye dikkatli olmaya çalıştık ve çok rahat ve zevkli görünen bu mesleklerin perde arkasında hangi çapanoğlu varsa onu ortaya çıkardık…  
Ada bakıcılığı: 34 yaşındaki Ben, Southall’ın Hamilton Adası’na 6 ay bakarak 111 bin dolar kazanmasını sağladı.
    Sanıyorum gazetelerden ya da televizyonlardan dünya güzeli adada gayet kıyak bi ücretle ada bakıcısı arandığını duymayan kalmamıştır…Dolgun ücretle ada bakıcılığı ilanı ile amaçlanan,adanın reklamını yaparak isminin duyulmasını sağlamaktı..Bu reklam sayesinde ada turizmi resmen patlamış..Ama ada bakıcısı Ben’e dünyasını dar etmişler..Sen ada bekçisisin diye adada oluşan her türlü vukuat için para cezası uygulamışlar.Adam ücretini alamadığı gibi 110 bin dolar da borçlu çıkmış..
Hayat kadını testçisi: Model ve DJ olan Jaime Rascone Şili’nin ünlü mamalarından Madam Fiorella’ya işe alacağı ve en önemli müşterilerine sunacağı kızları son bir denemeden geçirme teklifi götürünce hayatının işine sahip oldu. Fiorella’nın işe alacağı kızları bir gün içinde test eden Rascone görüşlerini rapor olarak patronuna sunuyor. Rascone ayda bir kez bu işi yaparken yılda 70’e yakın kızı teste tabii tutuyor.
  He he he he…Ne güzel iş di mi?Madam Fiorella’ya düşen öyle sıradan hatunlar değil,bir içim su cıvırlar…Üstelik bu kızlar, Jaime Rascone’ye kendilerini beğendirmek için her türlü muameleyi çekmek zorundalar…Ama kazın ayağı öyle değilmiş..Meğerse Madam Fiorella,nonoşları da pazarlıyormuş.Roscane bir sürü herifi denemek zorunda kalınca işin zevki kaçmaya başlamış..Ama bir de sosyetik bayanlar için jigolo erkekleri denemek zorunda olduğu söylenince zavallı Jamie’nin hayatı kabusa dönmüş.Kendisine gönderilen en son jigolo bir zenciymiş ve herifte 28. cm malafat  varmış.Zavallı Jamie heriften kurtulmak için ikinci kattan atlamış.Ölmemiş ama her tarafı kırılmış.Sonra da bu işlere tövbe etmiş…
Şarap tadıcısı ve blogcu: Hardy Wallace ayda 10 bin dolara şarapları tadarak onlar hakkındaki bilgileri facebook ve Twitter adresinde güncelliyor.
    Başlangıçta her şey güzel gidiyormuş,ama Hardy içki beleş diye her gün şişelerce çaşrap devirmeye başlamış.En sonunda alkolik olmuş çıkmış.Üstelik o kada pislikmiş ki işten atmalarına rağmen “bana şarap verin lan!” diye her türlü pisliği yapıyormuş.Ondan kurtulmak için bir mahzen dolusu şarabı tazminat olarak ödemek zorunda kalmışlar…
Şeker tadıcısı: Harry Willsher ise gizli tariflerle yapılan şekerleri tatmak. Bu en iyi iş olarak görülmese de en tatlısı olduğu aşikar.
  Amma dedik ya kazın ayağı öyle değil..Herife şeker diye uyuşturucu veriyorlarmış meğerse..Uyuşturucuya alıştırıp herifin zavallı görünsün diye kolunu ve bacağını kesip dilenci yapmışlar..(bu bana pek mantıklı gelmedi..Muhabirimiz işin aslını feslini araştırırken yanlış istihbarat almış olabilir..)

Prezervatif testçisi: Durex 18 yaş üstü bir grup Avusturalyalıyı ürünlerini test etmesi için işe aldı. 60 dolarlık ürün verilen kişiler 200 farklı pozisyonluk durumda prezervatifleri test ediyor. Şanslı çalışanlara 1000 dolar da bonus veriliyor.
   Pipi ile para kazanmak!..Hem mala vurmak,hem de üste para almak..Ulan erkek milletinin yüzde doksanının hülyası,ütopyası be!...Amma, dedik ya kazın ayağı öyle değil..Yada bu işin altında bir sapanoğlu yatıyor…Prezervatiflerden biri patlak çıkınca denediği hanım hamile kalmış.Onunla evlenmek zorunda kalmış.Şu aralar bu son derece dırdırcı karıdan boşanmak uğruna servetinin yarısını fedaya hazırmış…
World of Warcraft oyun testçisi: Dünyanın en meşhur oyunlarından World of Warcraft (Wow) oynayan ve iki 80. seviyeye gelerek saatte 200 altın kazanabilenler oyunun yeni sürümünü önceden test etmek için işe alınıyor. Tabii günde en az 4 saat bu oyunu oynamak seçilmek için artı bir şans yaratıyor.
  Bu işin altındaki çapanoğlunu bulmak için muhabirimizin araştırma yapmasına gerek kalmadı..80. seviyeye gelenler,ekmek ve su dışında hayata boş vermiş,en az günde onsekiz saat oyun oynayan zavallı oyun bağımlıları değil mi?Yok abi bunlara Çinlilerin yaptığını yapacan…Çinliler gibi,aşırı oyun bağımlılarını toplama kamplarına toplayıp eziyet ve işkence ile bağımlılıklarını tedavi edecen…

Müze eğlence müdürü: 6 yaşındaki Sam Pointon York bölgesinde bulunan Ulusal Demiryolu Müzesi’ne oyuncak trenini kullanmaktaki başarısını anlatan bir mektupla başvurmuş. Yetkilileri etkileyen bu mektup sonunda 6 yaşındaki Pointon şu an müzenin eğlence müdürü.
  Yazık zavallı çocuğa..Saat sekiz akşam beş..Akşama kadar bir sürü embesili eğlendirme sorumluluğu taşı..Daha onun eti ne budu ne?Bu batılılar,lafa gelince mangalda kül bırakmazlar..Yok efendim şu ülkeyi demokratik olmamakla,bu ülkeyi insan haklarına önem vermemekle suçlarlar..Kendileri düpedüz çocuk işçi çalıştırıyorlar..Çocuk küçük diye çikolata ve şekerle kandırıp maaş vermiyolardır gavat herifler…
Google haritası için kameralı bisikletçi: İki şanslı bisikletçi Google tarafından işe alınarak, bisikletlerinin arkasına asılan kameralar sayesinde başkent Paris’te arabaların giremediği tarihi yerlere gidiyor ve fotoğraflarını çekiyor. Bisikletçiler turlarını yineleyerek Google haritasına da yeni fotoğraflar gönderiyor.
  Bu çocuklardan biri mafya mensubu gansterlerden feci bir dayak yemiş..kamerası kırılmış.Ne bilsin zavallı o sokakta fotoğrafını çektiği heriflerin mafya olduğunu?..Öbür çocuk da olayı duyunca işi gücü bırakıp Paris’i terk etmiş…Marsilyaya yerleşmiş…

6 Mayıs 2010 Perşembe

ZAVALLI İŞ ADAMLARININ İÇ BURKAN HAYATLARINDAN GÖRÜNTÜLER SUNMAYA DEVAM EDİYORUZ!…

zavallı_ işadamı

“Aşk- memnu” gibi zenginlerin son derece  acıklı ve cacıklı hikayelerini anlatan dizilere gözyaşları dökmeyin!…

En az üç sene boyunca karısını aldattığı boynuzlu işadamı  için,onun düdükçü yeğeni ve fingirdek şırfıntı karısı için aylarca dökeceğiniz gözyaşları ile bitkileri sulayın,doğaya katkı yapın..Yani bunlarla boş yere vakit kaybedeceğinize,bu siteye takılın,”zavallı iş adamı “ etiketine tıklayın ve o dizilere on basacak acıklı zengin hikayelerimizi okuyarak gözyaşlarına boğulun,deşarj olun!…